"Eve gelecek mi ?" Diye sordu. Neon yeşili bir sort ve üzerinde 'sadece daha koyu bir şey yapılana kadar siyah giyiyorum' yazan siyah bir tişört giyiyordu. Burun deliklerinden birindeki küçük gümüş bir küre Morten in gençlik savaşlarındaki son yenilgisini temsil ediyordu.
"Gürültü patırdı içinde yaşayan, birbirine kapıları çarpan veya bir şeye hep beraber gülen, birbirlerine ait olduklarını bilen bir ev dolusu insan; anne-baba, kardeşler ve evcil hayvanlar..."
Konu güzeldi. Bavulun içinde emanet dolabında bir hemşire tarafından alınan bir çocuk.. neden oradaydı soruları ile beraber ilerleyen sayfalarda yavaş yavaş nedenini sindire sindire öğreniyorsunuz. Aslında okurken size tüm ipuçlarını veriyor. Öyle son 50 sayfada bir süprizle karşılaşmıyor,hadi canım daha neler demiyorsunuz.Bilindik bir konu aslında işlenen. Birde en sıkıcı olan çevirmenin aklınıza bile gelmeyecek benzetmelerle konuyu işlemesi. Oturup birde acaba burada ne demek istiyor diye düşünüyor. Ilginç bir anlatım demekten kendinizi alamıyorsunuz. Bence birde kitap aslında son sayfadan 10 sayfa önce bitmişti. Son 10 sayfa biraz gereksizdi. Tüm bu olumsuzluklara rağmen,acaba ne olacak,nasıl bitecek diye diye okudum kitabı.
Genel olarak güzeldi. Seriye güzel ve beklenen bir şekilde son verildi. Seriye özel dahil olan Karınca karakterini sevmiştim ama seriden gönderilmesi pek güzel olmadı. O kısım dışında daha dramatik havası olan ama mantıksızlığı da az olmayan bir çizgide ilerledi ve bitti. Beğendim.
Altın AnkaLene Kaaberbol · Doğan Egmont · 20043 okunma
Böbreği için kaçırılıp bir bavula konan 3 yaşındaki bir çocuk,onu arayan bir anne,çocuğu bavulun içinde bulan bir kadın ve eli silahlı adamlar.Film tadında bir kitap.Sonuna kadar heyecanla okudum.Okumanızı tavsiye ederim.