Michael Hjorth ve Hans Rosenfeldt İsveç sinemasının iki ünlü ismi. Sebastian Bergman serisini birlikte kaleme almışlar. Seri birden fazla ülkede büyük başarı yakalamış ve televizyon dizisi haline getirilmiş.
Peki bana göre başarılı bir kitap mıydı? Kesinlikle hayır!
Sadece sonu şok etkisi yarattı o kadar...
Kitap Kurt Wallander serisinin kötü bir kopyası gibi geldi bana.
Ayrıca kitap çok karışık ve uzun. Birbirini tekrar eden olaylar, isim karmaşası, fazla detaylar...
Polisiyeden çok karakterlerin ruhsal problemlerine daha çok yer verilmiş. Hem de uzun uzun, birkaç kez. Sanki kitabı okuyan kişi beyin özürlüymüş gibi...
Neyse, 464 sayfalık bir kitap. Kanımca 200-250 sayfa civarı olsa daha güzel olurdu diye düşünüyorum.
Okunacak daha iyi daha güzel kitaplar varken bunla vakit kaybetmeyin derim.
Okuduğum en kötü polisiye kitaptı. Oldukça acemice yazılmıştı. Karakterleri çok yavan buldum. Baş karakter bile sönük biriydi. Kitap özellikle cinsellik üzerine kurulmuş olması cinayetlerin önüne geçmişti.
Bazı kitapları merak ettiğiniz için okursunuz, bazılarını dillerinin güzelliği okutur, bazılarını da karakterlerinin enteresan oluşu. Ben bu kitabı her üç kriterden bir miktar ( birer fiske) barındırdığı için bitirdim sadece. Evet hiçbir konuda vaaaoov demedim ne yazık ki. Hatta çeviri devrik cümleler içeriyor, karakterler sürekli birbirine ergen tripleri atıyor diye bir ara bırakmayı düşündüm. Yaş aralığı 40 ~55 olan insanların düşünce biçimleri 20 li yaşlarda bırakıldığı için karakterler ruhuma kazinmadi maalesef. Hikaye güzeldi ama gereksiz bir yığın bilgi ve laf kalabalığı ile golgelenmisti. Sonu bir tık çarpıcı ama eksiği çok. Oturmamış ve cevaplanmamis birden fazla konu mevcut. Buna rağmen akıcı ve merak uyandırıcı bir şeyler vardı ki kitabı okumaya devam etmenizi sağlıyor. Sebastián Bergman tüm bencilliğine rağmen iyi bir psikolog ve zor bir arkadaş. Belki serinin devamı daha olgunlaşmış ve dili daha iyidir. Devamını Kesin okurum diyemiyorum ama elime hesapli sekilde düşerse şans verebilirim.