Hakkında
Mileva Marić (Sırpça: Милева Марић; 19 Aralık 1875 – 4 Ağustos 1948) Sırp bir fizikçidir. Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü'nde, Albert Einstein'ın sınıfındaki tek kız öğrenciydi. Aralarında romantik bir ilişki başlamış ve evlenmeden önce, Lieserl adında, çok genç yaşta ölmüş veya evlat olarak verilmiş bir kızları doğmuştur. 1903 yılınca evlendikten sonra ise, Hans Albert ve Eduard adında iki oğulları olmuştur.
Çift 1914 yılında ayrılmış, Marić oğullarını da alarak, Zürih'ten Berlin'e dönmüştür. Einstein'ın yeniden evlendiği sene olan 1919'da boşanmışlardır. Einstein, 1921 yılında aldığı Nobel Ödülü'nün getirisi olan parayı Marić'e, oğullarını desteklemek amacıyla yollamıştır. 1930 yılında, yaklaşık yirmi yaşında olan ikinci oğulları Eduard bir psikolojik çöküntü yaşamış ve kendisine şizofreni teşhisi konulmuştur. 1930'ların sonlarına doğru, Eduard'ın yatırıldığı enstitüdeki tedavi masraflarının yükü artmaya başlayınca, Marić, Einstein'la aldıkları üç evden ikisini satmıştır. Einstein ise, oğlunun bakımı için düzenli olarak katkıda bulunmaya, ikinci eşiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındıktan sonra da devam etmiştir.
Unvan:
Albert Einstein'ın ilk eşi, Sırp Fizikçi, Yazar
Doğum:
Titel, Avusturya-Macaristan Monarşi (bugünkü Sırbistan), 19 Aralık 1875
Ölüm:
Zürih, İsviçre, 4 Ağustos 1948
Okurlar
4 okur beğendi.
54 okur okudu.
1 okur okuyor.
79 okur okuyacak.
Kitaplar
Sözler ve Alıntılar
İnsan alçaklığının sınırı yok,
Kendini her an yara almaya hazırla.
Kaderin bizimle alıp veremediği bir şeyler varmış gibi görünüyor.
Sayfa 93 - Alfa Bilim YayınlarıKitabı okudu
Şüphecilik çağında bile mucizeler gerçekleşiyor.
Sayfa 70 - Alfa Bilim YayınlarıKitabı okudu
İlginçtir, hayat, ruhumuzun derinliklerinde bizi adım adım değiştiriyor.
Sayfa 39 - Alfa Bilim YayınlarıKitabı okudu
İnsanın sonsuzluğu anlayamamasının suçunun, insanın kafa yapısında olduğunu sanmıyorum, küçük adam kavramayı öğrendiği ilk günlerinde vahşice toprağa yada bir yuvaya, daracık 4 duvar arasına hapsedilmeseydi de biraz evrende gezinmesine izin verilseydi, insan mutlaka sonsuzluğu da anlayabilirdi. İnsan sonsuz bir mutluluğu düşünebildiğine göre, sonsuz uzayı da anlayabilmeliydi, sanırım bu çok daha kolay olmalıydı.
İletiler
Henüz kayıt yok
