Bugünlerde Ortadoğu’daki Müslüman toplumlar göreceli olarak tutucu, teknolojide ön saflarda yer almıyorlar. Ama Orta Çağ’da aynı bölgedeki Müslümanlar teknoloji bakımından ileriydiler, yeniliklere açıktılar.
Çağdaş Avrupa’dakinden daha yüksek okuryazarlık oranına ulaşmışlardı; Eski Yunan uygarlığının mirasını öylesine özümlemişlerdi ki bugün biz Eski Yunan’a ait kitapların çoğunu Arapça kopyaları aracılığıyla tanıyoruz.
Yel değirmenlerini, trigonometriyi, üç köşeli yelkenleri geliştirdiler ya da icât ettiler; metal sanayisinde, mekanik mühendislikte, kimya mühendisliğinde, sulama yöntemlerinde önemli adımların atılmasına öncülük ettiler; Çin’den barutu ve kâğıdı alıp Avrupa’ya aktardılar.
Orta Çağ’da teknoloji akışının yönü bugünkü gibi Avrupa’dan İslâm âlemine doğru değil, büyük oranda İslâm âleminden Avrupa’ya doğruydu. Ancak MS aşağı yukarı 1500 yılından başlayarak bu akışın yönü yüz seksen derece değişti.