Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mübahat Kütükoğlu

Mübahat KütükoğluTarih Araştırmalarında Usul yazarı
Yazar
8.7/10
44 Kişi
207
Okunma
23
Beğeni
3.522
Görüntülenme

Mübahat Kütükoğlu Sözleri ve Alıntıları

Mübahat Kütükoğlu sözleri ve alıntılarını, Mübahat Kütükoğlu kitap alıntılarını, Mübahat Kütükoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gayrimüslimler ata binemezler, bir müslümanla karşılaştıklarında kaldırımdan inmek suretiyle saygı göstermeleri istenirdi.
Sayfa 185Kitabı okudu
Vebadan korunmak için alınan tedbir genellikle salgın başlayan şehrin terk edilmesi şeklinde oluyordu. Peşpeşe gelen veba salgınları İstanbul nüfusunu büyük çapta kırdığından hastalığın bir an önce son bulması için son bir çareye başvurulmuş ve padişah fermanıyla toplu olarak dua emrolunmuştu. 10 Eylül 1592'de devlet erkanı, ulama, şeyhler ve halk sabahın ilk saatlerinde Okmeydanı'na giderek hastalığa yakalananların şifa bulmaları ve vebanın defi için dua ettikleri gibi aynı sene bu defa da Alemdağı'na çıkarak dualarını tekrarlamışlardır.
Sayfa 237Kitabı okudu
Reklam
Veba, fare pirelerinin insanı ısırması ile bulaşan bir hastalıktır. Pireler, daha fazla kan emmek için insanı ısırmadan önce kusarlar ki, veba mikrobu bundadır, kaşınma ile kana karışır ve genellikle 2-6 gün içinde ısırılan şahsın hayatı son bulur. Vebanın cinsleri arasında damlacıklı, enfeksiyon yoluyla, yani öksürük ile bulaşan akciğer vebası ve mikroorganizmaların koltuk altına yerleşerek hıyarcık görünüşü veren şişlikler oluşturduğu için bu ad verilen hıyarcıklı veba en yaygın olanlarıdır.
Sayfa 234Kitabı okudu
Saray mutfakları bir nevi imaret gibi çalışarak saray çevresindeki evlere, zengin fakir gözetilmeksizin yemek gönderirdi. Böylece günde 3 bin, olağanüstü günlerde 10 bin kişiye kadar yemek çıkardı.
Sayfa 198Kitabı okudu
Evliliklerde üzerinde durulması gereken bir diğer husus da din idi. Müslüman bir erkeğin gayrimüslim bir kadınla evlenmesi şer'an mümkünse de Müslüman bir kadının gayrimüslim bir erkekle evlenmesi kabul edilemezdi.
Sayfa 128Kitabı okudu
İstanbul'da en fazla yenen koyun eti idi ve sürüler halinde getirilen koyunlar Silivri ve Çekmeceler'deki büyük çiftliklerde beslenir, buradan kasaplara dağıtılarak şehir dışındaki mezbahalarda kesilirdi. Halkın birinci tercihi kuzu ve koyun eti idi. Koyunlar İstanbul'a sevk edildiği için taşrada daha çok oğlak ve keçi eti yenirdi. Kuzu rûz-ı hızır denilen 6 Mayıs'tan önce kesilemezdi. O gün ise herkes kuzu eti yemek için kasap dükkanları önünde kuyruğa girerdi. Cevdet Paşa, erkeğin, kuzu eti alamadan eve dönmesinin boşanma sebebi olduğunu yazar.
Sayfa 354Kitabı okudu
Reklam
1828'de fese geçilmişti. ... Fes, bu tarihten önce de bilinen ve kadınların, üstlerini kumaşlarla sararak giydikleri bir başlıktı.
Sayfa 180Kitabı okudu
Sultan II. Bayezid saltanatında düzenlenmiş ihtisap kanunnamelerinde bir ayakkabının ne kadar süre giyilmesi gerektiği belirtilmiştir. Zira, ihtisap kanunnamelerinde buna dair maddeler vardır. Bunların fiyatları kadar gün dayanmaları esastır. Daha önce köselesi delinirse debbağ, dikişi açılırsa dikici suçlu görülürdü.
Sayfa 184Kitabı okudu
Saray dışına yemek gönderilmesi, Topkapı Sarayı'ndan taşındıktan sonra da devam etti. Sultan Abdülmecid saltanatında dağıtımdan Dolmabahçe bölgesi faydalanmaya başladı. Sultan II. Abdülhamid devrinde Ortaköy'le Yıldız arasındaki bölgede bu usul, devrin başkatiplerinden Tahsin Paşa'nın israfa varıldığını yazdığı derecede idi. Özellikle ramazanlarda her akşam sarayda mülki, askeri erkanla ilmiye mensuplarına, yabancı sefaretler ve dini liderlere iftar davetleri verilir; saray, yemek alacaklarla dolar, hatta bu dağıtımdan faydalanmak isteyenler evlerini bile Beşiktaş civarında taşırlardı. Bu sebepten olsa gerekir ki, Sultan V. Mehmet Reşad tahta geçtikten sonra bu israfı önlemek için bazı tedbirler almak ihtiyacını hissetmişti.
Sayfa 199Kitabı okudu
Sipahiler, tımarları reâyâlarının kızlarının evlenmesinde damattan belli bir resim alırlardı ki buna resm-i arus/arûsâne veya gerdek resmi adı verilirdi. Bu resim, evlenenin kız, dul (seyyibe), Müslüman veya gayrimüslim, hür veya cariye oluşuna göre değişik miktarlardaydı. Genel olarak Müslüman kız için 60, dul için 30, gayrimüslimlerde ise bu rakamın yarısı kadardı.
Sayfa 309Kitabı okudu
Reklam
İlginç, nedeni ne ki?
Osmanlılarda, gerek dışarda gerekse içerde başa mutlaka bir başlık giyilirdi. O kadar ki, gece yatakta bile baş bir takke ile örtülürdü.
Sayfa 176Kitabı okudu
1858 Arazi Kanunnamesi'nde miras taksiminde kadınlarla erkekler eşit kılınmıştır. Fakat bu asırda bile kadınlar, şahitlik konusunda erkekle aynı durumda değillerdi. Mahkemelerde iki erkeğin şahitliği kâfi görülürken ancak iki kadın bir erkek yerine kabul ediliyordu. Eşitsizlik bu kadar da değildi. Bir mektup, telgraf veya mahkeme celbi kadının adına gelemezdi. Eşi, oğlu vs. bir erkeğin, eğer bunlar yoksa mesela mahalle imamının adıyla yollanırdı.
Bizans'ta ve Rönesans devrinde Roma geleneği devam etmiştir. Ancak zamanla hamamlarda eğlencelerin artması yanında kadın ve erkeklerin bir arada bulunması sonucu olarak barok çağında Papa'nın yıkanmayı yasaklaması sonucu, çıplaklık ahlaka aykırı görüldüğü, yıkanmak için ise soyunmak icap ettiğinden insanlar artık ömürleri boyunca yıkanmamayı tercih etmişlerdir. Nitekim, Fransa kralı XIV. Louis de bunlardan biriydi. Parfüm ve esans kullanılmasının Batı'da bu kadar yaygın hale gelmesi, suya uzak durduklarından, vücut kokularını gidermek için buldukları bir çare idi. Saçların kirini örtmek için ise pudralamaktaydılar. O devirlerde peruk kullanımının sebebi de bu olmalıdır.
Sayfa 150Kitabı okudu
Osmanlı'da padişah kızlarının evlilikleri
Sultanlara genellikle çok küçük yaşta nişan yapılıp nikah ise daha sonra olurdu. Sultan III. Mustafa'nın kızı Hibetullah Sultan gibi üç aylıkken, Sultan II. Mustafa'nın kızları Esma ve Beyhan Sultanlar gibi iki yaşlarında iken nişan yapılmış, Sultan III. Ahmet'in kızı Fatma Sultan gibi beş, Sultan IV. Mehmed'in kızı Hadice Sultan gibi yedi yaşında evlendirilmiş sultanlar vardır.
Sayfa 118 - Ancak XVIII. yüzyılın son çeyreğinden itibaren ne çok küçük yaşta, ne de çok sayıda evliliğe rastlanır.Kitabı okudu
Ramazan ayında sadrazam Bâbıâli'de; şeyhülislam, selatin camileri, yani padişahlar tarafından yaptırılan camilerin imamları, kaptan paşa, kazaskerler, ocak ağaları ve diğer devlet ricaline, her gün ayrı bir grup olmak üzere, sırasıyla iftar yemeği verirdi.
Sayfa 110Kitabı okudu
179 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.