Natasha Campbell-McBride Gönderileri
Natasha Campbell-McBride kitaplarını, Natasha Campbell-McBride sözleri ve alıntılarını, Natasha Campbell-McBride yazarlarını, Natasha Campbell-McBride yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Anormal barsak florasına sahip kişilerin çoğunda çeşitli seviyelerde anemi görülür. Bu hiç de şaşırtıcı değildir. Bu kişiler, yiyeceklerden kan için gerekli vitamin ve mineralleri ememedikleri gibi, kendi vitamin üretimleri de hasarlıdır. Dahası bağırsak florası hasarlı kişilerde genellikle, demir seven bakterilerden oluşan belirli bir patojen bakteri grubu gelişir. Bunlar yiyeceklerden alınan bütün demiri tüketerek kişide demir eksikliğine neden olurlar. Ne yazık ki besin desteği olarak demir almak, bu bakterileri daha da geliştirir ve anemiye fayda etmez.”
***
“Sağlıklı floraya sahip iyi işleyen bir bağırsak, sağlığımızın temelidir. Tıpkı kökleri hasta bir ağacın gelişemeyeceği gibi, iyi işleyen bir sindirim sisteminden mahrum bir vücut da gelişemez.”
Modern psikiyatrinin kurucusu Fransız psikiyatrist Philippe Pinel (1745-1828), yıllarca akıl hastalarıyla çalıştıktan sonra 1807 yılında şu sonuca vardı: “ Akıl hastalıkları genellikle ilk olarak mide ve bağırsak bölgesinde ortaya çıkar.”
Beslenme, batıdaki tıp okullarının müfredatında yer almıyor. Sonuç olarak doktorlar, hastalığın tedavisinde beslenmenin önemi hakkında çok az bilgiye sahipler. Oysa doğru beslenme, bütün kronik hastalıklarda başarılı tedavinin temel taşıdır. Otizm ve diğer öğrenme bozuklukları da buna istisna değildir. Bu alanda netleştirilmesi gereken çok sayıda popüler yanlış yorum bulunuyor.
Ne yazık ki daha önce de söylediğimiz gibi, çoğumuz dürüst bilimin keşiflerini duymayız. Bu dünyada herhangi bir bilgiyi yaymak para gerektirir. Bu yüzden çoğu insan, birilerinin cüzdanına şişmanlatan bilgileri edinir. Herhangi bir konuda gerçek bilgiye almak için popüler medya tarafından üzerimize salınan "bilimsel çığırlara" veya "haberlere" inanmak yerine araştırmamız gerekir.
Sayfa 263Kitabı okuyor
360 syf.
·
Puan vermedi
İlk defa otizmli bireylerin iyileşebileceğini burada okudum. Daha önce yaptığım tüm araştırmalarda okuduğum makalelerde sadece eğitim üzerinde durulmuş ve eğitimle sadece bireylerin en fazla kendi başlarına yaşayabilecek ve özel gereksinim durumunun azalttığını vurguluyordular.(Nörolojik olarak beyninde hasar olanlar hariç) Doktor 
Natasha Campbell-McBride
GAPS Bağırsak ve Psikoloji Sendromu için Doğal Tedavi YöntemiNatasha Campbell-McBride · Adalin Yayıncılık · 201470 okunma
AŞILAR (KKK AŞISI OTİZME YOL AÇAR MI?)
Otizmden bahsedeceksek, KKK aşısını(kızamık-kızamıkçık-kabakulak) ve genel olarak aşıları konunun dışında bırakmamız mümkün değil. Çalışmalarım sırasında, çocuklarının hastalığını KKK aşısına bağlayan otizmli çocuk ebeveynleriyle karşılaşsam da, çoğunluk bu bağlantıyı kuramıyor. Bir o kadar aile de çocuklarındaki gerilemenin DBT (difteri-
Sayfa 67
Öyleyse, öğrenmeye devam edelim! (Otizm)
Artık iyileşmiş bir otizmli çocuğun annesi olarak, pek çok anne-babanın yaşadığı suçluluk duygusunu yakından tanıyorum. Çocuğumuzu hasta edecek bir şey yaptığımızı veya bir şeyleri yapmadığımızı düşünüyoruz. Böyle hissetmek çok normal ve ebeveynler olarak GAPS'li çocuklarımızın hayatımıza getirdiği diğer her şey gibi, bu duygularla da başa çıkmayı öğrenmeliyiz. Çocuğumuzun hastalığına biyokimyasal ve fizyolojik seviyede nelerin yol açtığını okuyup öğrendikçe, daha da suçlu hissetmeye başlıyoruz. Şunu veya bunu engelleseydik, bazı şeyleri başka türlü yapsaydık çocuğumuz böyle olmayabilirdi! Bu bölümde GAPS'lı çocukların ebeveynlerinin sağlık durumundan ve bu durumun çocuğun hastalığı üzerindeki etkilerinden bahsedeceğim. Kimsenin bu konuda suçlu hissetmesini istemiyorum. Bizler neysek oyuz! Çocuklarımız, fizyolojik olarak biz ne isek, ondan meydana geliyor. Bunlar içinde genler gibi doğuştan getirdiğimiz özellikler hakkında bir şey ya- pamayız. Vücudumuzun mikrop florası ve yeme alışkanlıklarımız gibi bazı özelliklerimizi, biz de kendi anne-babalarımızdan aldık. Bazı özelliklerimiz ise yaşam tarzımız ve seçimlerimizin bir sonucu. Bazıları ise bize modern toplum ve içinde yaşadığımız dünya tarafından dayatıldı. Tanıştığım anne-babaların çoğu, kendi suçluluk duygularına odaklanmaktansa, çocuklarının hastalığı hakkında mümkün olduğunca daha fazla bilgi edinmeye çalışıyor. Öyleyse, öğrenmeye devam edelim!
Eğer ilaç terörü izin verirse.
Otizmli çocuklarda, biyokimya alanında çalışan Dr. Alan Friedman tarafından başka korkutucu toksik maddeler de bulundu. Deltorfin ve delmorfin adlı bu kimyasallar ilk kez Güney Amerika'da, zehirli bir kurbağa türünün derisinde keşfedildi. Yerliler, düşmanlarını felç etmek için oklarının ucunu bu kurbağanın salgıladığı mukusa batırıyorlardı. Deltorfin ve delmorfin, son derece güçlü nörotoksinlerdir. Dr.Friedman bu toksinleri kurbağanın değil, kurbağanın derisinde yaşayan mantarların ürettiğini düşünüyordu. Bu mantarların otizmli çocukların bağırsaklarında ortaya çıkması mümkündür. Gelecekteki araştırmaların bu konuyu açıklığa kavuşturacağını umuyoruz.
Sayfa 57
Otizm
Florida Üniversitesi'nden Dr. J. Robert Cade'in 1999 Mart'ında Health Science Centre'a verdiği röportajda söylediği gibi, "Otizm ve şizofrenide temel sorunun bağırsakta olduğunu düşünüyoruz. Bu kişilerde emilen beta kazomorfin-7 vücutta parçalanıp amino asitlere dönüşmek yerine, 12 amino asit uzunluğuna çıkabilen peptit zincirlerine dönüşüyor."
Sayfa 54
Otizm
Şimdiye kadar sindirim sisteminde anormallik olmayan otizm, DEHB, astım, egzama, alerji, dispraksi veya disleksi hastası bir çocukla karşılaşmadım. Çoğu vakada o kadar şiddetli halde ki, aileler şikayete önce sindirim sorunlarından başlıyorlar. Bazı vakalarda anne-babalar, çocuklarının sindirim sisteminden bahsetmiyorlar ama doğrudan sorular sorulduğunda altından sürüyle bağırsak problemi çıkıyor.
Sayfa 6