Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nazım Tektaş

Nazım TektaşHürrem Sultan yazarı
Yazar
7.5/10
151 Kişi
590
Okunma
18
Beğeni
5,8bin
Görüntülenme

Nazım Tektaş Gönderileri

Nazım Tektaş kitaplarını, Nazım Tektaş sözleri ve alıntılarını, Nazım Tektaş yazarlarını, Nazım Tektaş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sultan Birinci Ahmet'e, babaannesinin öldüğü haberi verilince, bir kaya hissizliğiyle mukabele etti, bir tek cümle döküldü dudaklarından: "Şerefiyle mütenasip defnedilsin"
Padişah iyi niyetli dirayetsiz, memleketin nereye sürüklendiğini görmesi için etrafını alevlerin sarmasını beklemişti. Valideye itaat bir evlât için elbette vazifedir, lakin milyonlarca validenin mesuliyetini omuzlamış biri, bunun ölçüsünü ayarlamayı bilmeliydi. Adaletin timsali olan bir devletin, adalet dağıtıcıları dahi satın aldığı makamda iş görüyorsa, bundan hayırlı bir netice beklenir mi? Gerçi isyan edenler haklıdır denemez, ama bu apayrı bir konu ve biz şimdi onların isyanına zemin hazırlayanları yargılamaktayız.
Reklam
Hasan Paşa, bir rütbe için insanın insanı sattığı o zamanda: "Vazifemden başka bir şey yapmadım ki," diyor. Vezirlik rütbesi bol keseden dağıtılıp ayağa düşürülmemeliydi Tiryaki Hasan Paşa'ya göre, böyle düşünen insan sayısı bol olsaydı!
Halbuki şartları zorlayıp gelmeliydi Paşa, verdiği cevap ihanet olarak değerlendi. Tiryaki Hasan Paşa, çok müşkül durumda kalınca her şeyi göze alarak askerin moralini bozmamaya çalışacak. Yardımın yolda olduğunu yaydı asker arasına ve çeşitli hilelerle düşmanı da buna inandırdı
Askerin dediğini yaparsa istikbalinin yıldızı kayıverir, yapmazsa olmadık mâceralar sahnelenebilir. Durum oldukça çapraşıktı; ayrıca, şimdiye kadar Osmanlı Devletinde böyle bir sahne görülmemişti. Bir kadının kellesi istenmemişti. Ve "Türk hukuk sisteminde kadınlar idam edilmiyordu." (Üç Haseki Sultan, 66. s.)
Kira, piyasadan tırtılsız akçeleri toplayıp tırtıllı hâle getirdi, yani parayı yonttu, gramajını düşürdü. Bu paralar askere maaş olarak dağıtıldı. Eksik akçe alış verişlerde "tam" yerine esnafa veriliyor, esnaf almak istemiyordu. Asker, elindeki geçmez akçeden bîzar olup, bunun sorumlusunu bulup cezalandırmak istedi. Kimin yaptığı biliniyordu. Sipahiler Sadaret Kaymakamı Halil Paşa'nın huzuruna çıkıp, Ester Kira'nın kellesini istediler.
Reklam
Kadim Türk tarihinde, kadınların pek mühim görevler icra ettikleri bilinmektedir, fakat Osmanlı'da hâlen bu tür işlere alışılmış değildi. Bilhassa muzır meselelerde Valide Sultan parmağının bulunmasına ne alışılmış ne de sevilmiştir, Safiye Sultan da inadına sevilmeyeni sevmeye devam etmektedir
Siyasete ve maddi çıkarlara bulaşmayan Valide Sultan'lar saygıyla anılırlar, Safiye Sultan bu hususta ektiğini biçiyor. Kendisinden menfaat temin edenler hariç, kimsenin Valide Sultana deruni bir sevgi beslediği söylenemez.
Geçip giden yıllarda ordularımızın başarılarından bahsedilemez. Çok kalayca yenebildiğimiz düşmanlara aynı kalaylıkta yenilmekteyiz. Padişah dirayetsiz, sadrazamlar liyakatsiz, serdarlar kifayetsiz, askerler iştahsız. İşi yo lunda giden bir kişi varsa o da her şeye rağmen Valide Sultan'dır.
İstanbul, bizim şimdi görüp bildiğimiz şehir değildi sanki, yolları, evleri, semtleri ve semt sakinleri çok farklıydı o zamanda.
Reklam
Çabuk ve isabetli karar verme melekesi de gelişmemiş olduğundan, yelkenli gemilere benzeyen Padişah, kim tarafından kuvvetli rüzgâr gelirse onun işaretine göre yol alıyor. Devletin rüşvet bataklığında sürünmesi de, Valide Sultan'ın yukarıdan beri anlatıldığı gibi bir alışkanlıkla yaşamasında da en büyük pay sahibinin Üçüncü Mehmet olması lazım.
Kimi insanlar olayların içinde yoğrularak şekil ve karakter değiştirir, kimi insanlar da kişilikleriyle olayları yoğurur
Oburluk kötü hastalıklardandır, Valide Sultan bu hastalığa yakalanmış bir kere, sömürmek pek hoş bir tabir değil, ama Safiye Sultan'a yakışmadığını söyleyebilir miyiz? Hemen suyunu çıkarabileceği her maddeyi sıkan, meyve düşürebileceği her ağacı sallayan bir insan olmuştu. Şöyle bir hayal âlemine dalıp, 1563 senesine, Venedik'ten Korfu'ya giden gemiye kendini atabilse... O küçük, masum, güzel Bafa'dan böyle bir kadının nasıl hâsıl olduğunu kendisi de anlayamaz.
Yaşasın kuvvet, var olsun itibarlılık! Sitem ettiğimiz hatta ümidi kestiğimiz son padişahlar zamanı dahi Osmanlı Devleti'nin, dünya birinciliğini devam ettirdiği zaman dilimi içindedir. Padişahlar haremden çıkmadığı, paşalar şahsi menfaatleri peşinde koşmaktan bitap düştüğü yıllarda bile cephelerde Türkçe zafer şarkıları söyleniyor ise ordularımız kuvvetten düşmemiş demektir.
Bunun mânasını iyi anlamak lâzım; Safiye Sultan'ın onaylamadığı bir işin olması neredeyse imkânsız. O hâlde, Ferhat Paşa'nın idami niye engellenemedi? İster istemez, şeytanın fısıltısına kulak kabartmak zorunda kalınıyor; Ferhat aleyhine hareket edenler Valide Sultan'a karşı daha mı eli açık davranmıştı acaba?
470 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.