Nevzat Bingöl

Suriye'nin Kimliksizleri Kürtler yazarı
Yazar
4.4/10
7 Kişi
30
Okunma
2
Beğeni
2.915
Görüntülenme

Nevzat Bingöl Gönderileri

Nevzat Bingöl kitaplarını, Nevzat Bingöl sözleri ve alıntılarını, Nevzat Bingöl yazarlarını, Nevzat Bingöl yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
168 syf.
·
Puan vermedi
Nevzat Bingöl,gazeteci olup Türkiyeli bir Kürt bakış açısıyla Körfez savaşına tanıklık ediyor. Türkiye'ye vatandaşlığını her defasında dile getiren yazar tanıklığını objektif bir şekilde kağıda aktarmaya çalışmıştır.
Kuzey Cephesi
Kuzey CephesiNevzat Bingöl · Elma Yayınları · 20054 okunma
Saddam döneminde, Kerkük'te olduğu gibi Musul'da da araplaştırma politikası izlemişti. Saddam kerkükün aksine Musul'a fakir militan ruhlu Arapları yerleştirmişti. Bunlara, sürülen Kürtlerin evleri, araba, çalışmadan maaş, yiyecek ve içecek verilmişti. Saddam'ın gitmesi ile Araplar bu avantajlarını kaybedeceklerdi. Direnişlerinin asıl nedeni kendi kaybedecekleriydi.
Sayfa 126 - Elma yayıneviKitabı okudu
Reklam
Yine Irak askerleri ile çatışırken, o bölge ele geçirmiş hızlı bir şekilde ilerlerken Irak tanklarını ele geçirmişti. Bu tanklarla ilerlemeye devam ederken,ABD uçaklarını Irak tankları diye yanlışlıkla bombalanmıştı. Hastaneye, Mesut Barzani de gelmişti. Oğlu ve kardeşi yaralanmasına rağmen farklı bir tepki göstermemiş, sadece geçmiş olsun ziyaretinde bulunmuştu. Barzanilerin Irak'ta sevmelerini nedeni işte buydu. Her savaşta ön saflarda kendileri yer alırlardı. (Körfez savaşı sırasında ABD-KDP Saddam güçlerine karşı ortak savaşı sırasında.)
Sayfa 105Kitabı okudu
Mesut Barzani'nin erkek çocuklarından Mansur, ABD'de siyasal bilgiler öğrenimini tamamlamış, yüksek lisans yaparak Kuzey Irak'a dönmüştü. Kürt istihbarat teşkilatı olan"PARASTİN"i kurmuş ve başına geçmişti. İstihbarat olarak güçlü bir ağ kurmuştu. Mesut Barzani ile haber amaçlı yaptığımız görüşmelerde, oğullarındaki alçakgönüllülüğü, misafirli gördük. 1.85 boyunda, atletik yapılı, sarışın, yeşil gözlüydü. Yaralanan Mansur ise kendini hep basit bir peşmerge olarak tanıtıyordu. Onunla da birkaç kez görüştük. Her görüşmemizde, sorularımıza, " Ben basit bir peşmergeyim, bu soruları siyasilere sorun"derdi. O da abisi gibi alçak gönüllü idi. Kardeş Barzani'nin (Vecihi) ise iyi bir askeri eğitim aldığı belliydi. Yeğeni Mansur Barzani ile hep en ön cephede çatışmalara katılıyordu.
Sayfa 105 - Elma yayıneviKitabı okudu
KDP lideri Mesut Barzani radyodan halka hitap ediyordu. Barzani'nin konuşmalarından bölgedeki gerçek gücün kim olduğu, neyin provasının yapıldığı hemen anlaşılıyordu. Halkın newrozunu kutlayan Barzani, arazide gömülü bulunan yaklaşık 20 milyon adet mayına karşı dikkatli olunması, Türkiye sınırlarına fazla yaklaşılmaması uyarıların da bulunuyordu. Yaşanan bu büyük nüfus hareketlerine rağmen KDP hayat normalmiş gibi faaliyetlerine devam ediyordu. Göçmenler için KDP tarafından, daha önce hazırlanan yerler vardı, göç edenler önceden belirlenen yerlere gidiyordu; yakınları ve akrabaları olanlar yakınlarının yanına olmayanlar ise hazırladıkları çadırlarda hayatlarını sürdürüyordu. Çok iyi organize olmuş da herkes. Ne yapacaklarını önceden biliyor gibiydiler. Asıl panikleyen biz gazetecilerdik. Bir o bölgeye, bir bu bölgeye gidip geliyorduk. Çadırların kurulduğu büyük toplanma merkezleri arıyorduk, ama bu 1988 ya da 1991 göçü gibi değildi. (Körfez savaşı sırasında Başur'un kimyasal ihtimaline karşı dağlara çekilmesi)
Duhoklular sanki bir sivil tatbikat gerçekleştiriyorlar gibiydiler. 1988 ve 1991 göçlerini gördüğüm için aklımda binlerce soru işareti oluşmuştu. On binlerce insan büyük bir disiplin içerisinde panik yapmadan yollara düşmüş, göç ediyordu; sanki göç değil de pikniğe gidiyorlardı. Yollarda onlarca kilometre uzanan araç kuyrukları oluşmuştu, araçlar belli bir disiplin içerisinde ilerliyordu. Araçtakileri bırakanlar aynı yolu takip ederek yeni yolcular almak üzere geri geliyorlardı. Bu nedenle de yolların gidiş ve geliş istikametleri tamamen araçlarla doluydu. Tüm bu yaşananlara rağmen bir tek trafik kazası meydana gelmemesi de dikkat çekiciydi. Göç edenler yanlarına kuru gıda, ekmek ya da un, tüp ve yataklar alıyorlardı.
Sayfa 83 - Elma yayıneviKitabı okudu
Reklam
34 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.