Zaman! Doğumdan ölüme giden çizgide bütün beklentileri sırtlayan, kimine gücü yeten, kimine yetmeyen, kimini önemseyip, kimini ise es geçen zaman... İçine ne doldurduğunu umursamayan, arkasına dönüp bakmayan, keyfe keder biteviye koşan, en ihtiyacın olmadığı anda ağır aksak topallayan insafsız zaman... İş yine ona düşmüştü.
Öyle zamanlar olur ki, iki kötünün iyisini tercih etmek zorunda kalır şu insanlar ve gitgide yaptıkları seçiminin salt mazeretlerine bağlanırlar. Tutunurlar. Aksi takdirde düşeceğine inanarak... Ne büyük aldatmaca! Minareyi çalarken kılıfı hazır tutmak ve kılıfın minarenin yerini alması... Köksüz bir ağaca tutunmak gibidir ya da yılana sarılmak gibi.