Osman Ulagay Sözleri ve Alıntıları
Osman Ulagay sözleri ve alıntılarını, Osman Ulagay kitap alıntılarını, Osman Ulagay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendi savunduğu görüşün militanı haline gelenler, farklı görüşü savunan herkesi hain gibi görüyor.
Sayfa 99 - Doğan Kitap
Türkiye'nin insan sermayesinin ve entelektüel birikiminin AKP'nin karşısına güçlü ve inandırıcı bir muhalefet çıkaramamasını kabul edemiyorum.
Krizin yaklaşmakta olduğunu söyleyen genelde kötü kişi olur. Ancak kriz çıktıktan sonra ''yahu bu adamın bir bildiği varmış,'' denir.
Sayfa 31Kitabı okudu
AKP tabanını genişletip iktidarını sağlamlaştırırken kendini solda sayan partiler ve kişilere ne oldu? Onlar ne yaptı?
• Merkez sağdaki partilerle koalisyona girerek onların yarattığı çıkmazlara ortak oldu, bu süreçte kendi kimliğini kaybetti.
• Lider sultasına karşı çıkmayarak başarısız liderlerin görevde kalmasına göz yumdu, kadrolarını yenileyemedi.
• Siyasal İslam'ın yaptığını yapamadı, kendi içinden solu dönüştürecek bir kadro çıkartamadı.
Sayfa 77 - Doğan Kitap
Ülkenin yönetimini ele geçiren AKP ve yandaşlarının yanlış yapma ve tehlikeli maceralara kalkışma olasılığı, etkili bir muhalefetin bulunmadığı ortamda artar. Laikliği savunan kesim ancak eski ezberinden kurtulup yeni arayışlara yönelerek bu olasılığın gerçekleşmesini önleyebilir. Türkiye'nin giderek bir "AKP ülkesi" haline gelmesini istemiyorsak AKP'ye karşı gerçekçi bir alternatif yaratmak zorundayız.
Sayfa 94 - Doğan Kitap
AKP'ye karşı geçerli bir alternatif oluşturmak için neler yapmak gerektiğini düşünmeye zahmet etmeden, ufuksuz siyasetçi ve aydınların peşine takılanlara isyan ediyornm.
Fransa'nın önde gelen siyasi analistlerinden Dominique Moisie'nin küresel boyutta yaptığı analizi ve sınıflamayı Türkiye'ye uygulayarak soralım soruyu: Türkiye'de (1) Bugün Avrupa'da olduğu gibi "korku kültürü" mü, (2) İslam alemindeki gibi "aşağılanmaya tepki kültürü" mü, (3) Çin ve Hindistan gibi yükselişe geçen ülkelerdeki gibi "umut kültürü" mü hakim?
• Türkiye'de farklı toplum kesimleri için farklı cevaplar verilebilir bu soruya. Okumuş yazmış, yurt dışında eğitim görmüş, laik düzenin korunması konusunda duyarlı olan kesimde "korku kültürü" ağır basıyor. Birilerinin, dinci ya da gericilerin, yabancıların, bölücülerin gelip onlara kötü bir şey yapacağı korkusu var sanki.
• Hem ekonomik durumunu, hem de toplumdaki yerini-statüsünü geliştiren, sesini daha çok duyurabilen, kendini daha rahatça ifade edebilen geniş bir kesimde ise adım adım yükselmenin yarattığı "umut kültürü" öne çıkıyor.
Sayfa 115 - Doğan Kitap
''Hükümet (devlet) sorunun çözümü olamaz, çünkü sorunun kendisidir,'' demiştir Reagan.
Sayfa 18Kitabı okudu
Düşünün bir kere, bugün küresel süreçleri şu ya da bu boyutta etkileme gücüne sahip olan insanların yarısı, çeyrek yüzyıl önce köyünün ya da kasabasının sınırlarını bile aşabilmiş değildi.
Sayfa 10Kitabı okudu
Yeni bir buluşa imza atarak bir anda üne ve servete kavuşmak da mümkün bu dizide, Andreas Lubitz gibi korkunç bir eyleme kalkışarak dünyanın gündemine gelmek de.
Ulusal boyutta ya da küresel boyutta geniş kesimin refahını ve mutluluğunu ana hedef haline getirmeyen ekonomik sistemler ya da modeller eninde sonunda krize girer ve bazen de çöker.
Sayfa 49Kitabı okudu
Bir koyundan otuz post çıkarmanın yollarını buldular ve hesaplanamaz riskler aldılar.
Sayfa 18Kitabı okudu
Türkiye'de laik düzenin korunması konusunda duyarlı olan kesimin bugüne dek geçmişe dönmenin özlemiyle avunarak ve duygusal tepkilerle davranarak etkisiz kaldığını görüyor ve buna isyan ediyorum. Bize artık 1920'lerin görkemli zaferlerini tekrarlayacak "çılgın Türkler" değil 21. yüzyılın dünyasında Türkiye'yi küresel yarışta öne çıkartacak "akıllı Türkler" gerekli.
Sayfa 20 - Doğan Kitap
Türkiye ancak bilime, teknolojiye, yaratıcılığa önem veren bir eğitim sistemine, nitelikli insanların yeni buluşlara, yeni atılımlara öncülük edeceği bir özgürlük ve yaratıcılık ortamına kavuşabilirse bugün içine sürüklendiği kısırdöngüyü kırabilir.
Sayfa 26Kitabı okudu
Goldman Sachs'ın ''2050'de Dünya'' adlı araştırmasına göre Türkiye potansiyelini iyi kullanabilirse, 2050 yılında Japonya, Almanya ve Fransa gibi ülkeleri geçerek dünyanın 9. büyük ekonomisi haline gelme şansına sahip. Böyle bir iddialı hedef belirleyip bu hedefe varmak için bütün güçlü yanlarımızı kullanıp planlı bir çaba harcarsak belki sonuca gidebiliriz ama bunu başaracağımıza emin değilim, çünkü toplumsal bir mutabakat sağlayıp böyle büyük bir hedefe odaklanma yeteneğimiz yeterli değil bence. ''Günlük yaşamayı ve iç hesaplaşmalarla uğraşmayı seven toplumların, böyle iddialı hedeflere varması ve küresel oyunda öne çıkması zor...''
Sayfa 102 - ÖzgürKitabı okudu