Kitap ülkenin güneydoğusunda olanlarla alakalı bütün bildiklerinizi sil baştan değiştirecek.
Acılar, sürgünler, mermiler, yangınlar, işkenceler baskılar arasında memleketlerinden göç edenlerin hatıralarıyla dolu barut, duman, gözyaşı kokulu sayfalarda Allah'ım bunlar ne olur gerçek olmasın diye feryad edeceksiniz. Ben ettim! Benim askerim yapmaz dedim, benim devletim yapmaz dedim ama ya yapmışsa...
Eserde doğu ve güneydoğuda terörü önlemek adına Kürtlere, Süryanilere, Ezidilere, Dersimlilere yapılan zulümlerden bahsediyor bizzat mazlumların ağzından. Kitaba göre bölgedeki insanlar devletin ve askerin zulmünden dağa çıkmış, 'gerilla' olmuş, yerinden olmuş, göç etmiş. Asker, insanları hayvanları, köyleri yakmış, işkence etmiş, kaçırmış, hakaret etmiş; kimse de bunlardan dolayı yargılanmamış. Bütün faili meçhulleri Jitem gibi özel harekatçılar yapmış (Tuğgeneral Bahtiyar Aydın dahil) Asker, çoluk çocuk demeden, kadın erkek demeden herkese zulmetmiş, işkence etmiş, hatta haraç kesmiş, yağma yapmış... Daha neler neler...
Eğer gerçekse (bu platformdaki iki kişi gerçek olduğunu ifade etti) yapılanların yargılanması ve bu tür tüm faaliyetlerin gün yüzüne çıkması lazım. Gerçek değilse de yargı yoluyla gerekli işlerin yapılması lazım.
