Devlet öyle bir binadır ki çöktüğü zaman altında sadece halk kalır. Devleti yönetenlerse hayatta kalmak için pazarlık yapar. Pazarlık kokusu, yapanın üzerine öyle bir siner ki yedi sülalesi burnunu tıkar.
Şiir gibi bir roman; roman gibi bir şiir okumak isteyen, 50 sene önce ülkenin tam ucunda mecazi değil gerçek anlamda kuş uçmaz kervan geçmez bir köyde zorunlu olarak öğretmenlik yapan birinin, fazlasıyla şair, fazlasıyla asi, fazlasıyla düşünen birini okumak isteyen için bu kitap bulunmaz nimet.
Eğer kendi dilinden konuşan kimsenin bulunmadığı bir köyde öğretmenlik yapmak istemediyseniz, yalnızlıktan çıldırma raddesine gelmediyseniz, ölen bebelere bir ağıt da siz yakmadıysanız, onlara yardım göndermeyen yönetime sevmediyseniz, elinizde fotoğraf makinesi doğu illerini karış karış gezme arzusu duymuyorsanız kitabı anlamadınız, bir daha okuyun!