Babam ve Maraşlı olan askeri Ahmet, aynı operasyonda Şehit düşmüşlerdi. Önümde ay yıldızlı bayrağa sarılı iki tabut; biri babam, diğerinde hayatının baharında vatan için canını veren bir abim yatıyordu.
İkinci senenin sonunda evden çıkmaya başlamıştım. Ama insanların bakışından sıkılıyor ve utanıyordum. Aslında bu utanılıcak bir durum değildi.
Ben bir kahramandım, o insanlar için ve kutsal bir görev uğrunda bu hale gelmiştim.
Halen mevziye girip Şehit arkadaşlarımın üzerine mermi yağdırmaları gözümün önünde canlanıyor, bu canımı daha çok yakıyordu. Artık kendi acımı hiç hissetmiyordum. Onlar değil, adeta ben on sekiz kez şehit olmuştum.
Türkiye'nin her tarafında olduğu gibi genel bir düğün havası vardı; yalnız bu düğünde bir gelin ve bir damat yoktu. Sadece vatan uğruna kurban olmak için can atan Mehmetçikler vardı.