İzmir doğumlu Sercan Leylek, tiyatrocu bir ailenin ortanca çocuğu olarak büyüdü. Dokuz Eylül Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu ve lisans eğitimi süresince 1 yıllığına İtalya’nın Salerno şehrinde eğitimine devam etti. 2009 Yılından bu yana Norveç’te yaşamakta olan yazar, çeşitli medya ve danışmanlık şirketlerinde yazılım mühendisi olarak çalışıyor.
İlk kitabı Cydonia 2012’de yayınlandı ve bu eserini 2015’te yayınlanan Piri Reis ve Nostradamus isimli bir başka bilim-kurgu romanı takip etti. 2017’de Norveç’te yayınlanan Duvar ve Adam (Mannen og muren) adındaki fantastik romanıyla birlikte hem uluslararası yayıncılığa hem de yeni bir türe adım atmış oldu.
Teknoloji ve edebiyat çalışmalarının yanı sıra, siyasi ve toplumsal olaylara da ilgi duyan yazarın köşe yazıları Financial Times, Dagsavisen, Aftenposten, Cumhuriyet ve Radikal gibi yerli/yabancı gazetelerde yayınlandı.
İngilizce, İtalyanca ve Norveççe dillerine hâkim olan Sercan Leylek, Norveç’te yetişen Türk çocuklarına Karagöz-Hacivat Gölge Oyunu gösterileri düzenlemeye devam ediyor.
Kendinden korkuyordu.
Yükseklik korkusu olan bir kişi yüksek yerlerden kaçınabilir veya böcekten korkan bir insan
evini üç ayda bir ilaçlatabilir;
fakat kendisinden korkan bir insan ne yapabilir ki?
Duvar ve Adam hediye kitap cekilisi düzenliyorum. Kazanan 3 kisinin ismi Cuma günü saat 14:00'de bu sayfadan duyurulacak. Yapmaniz gerekenler:
- Bu iletiyi paylasmak
-
Duvar ve Adam 'i okuyacaklar listenize almak.
BOL SANS! :)
> Evet, aradan uzun zaman geçti biliyorum, ama sonunda bir incelemeye daha geldik ve ben yaklaşan serin havalarla birlikte, artık bir şeyler karalama ihtiyacını daha çok hisseder oldum. Sanırım bu biraz mevsimsel gibi görünüyor ve böylesi yağmurlu havalarda insan daha çok içe çekilmek, içinden, aklından geçenleri kâğıda dökmek istiyor. Aslında,
ŞİMDİ BANA KAYBOLAN YILLARIMI VERSELER
"Merhaba benim adım Altay 4 Nisan 2017 den bu yana geçmişe gitmekteyim."
Böyle başlıyor işte Altay'ın hikayesi
Her gün bir önceki güne açıyor gözlerini Altay
Ben sürekli düne uyansaydım ne yapardım aceba diye düşündüğümde aklıma bir sayısal falan oynayım geliyor:)
Hep derler ya şimdi bana kaybettiğim yıllarımı verecekler bir de şimdiki aklımı diye
Yazarımız vermiş işte
Benjamin Buttonun Tuhaf Hikayesi' ni hatırlatıyor biraz
Elinize aldığınızda bir solukta bitirebileceğiniz bir hikaye
Karantina döneminde film tadında sıkmayacak yormayacak bir kitap okumak istiyorum derseniz tavsiye ederim
Bu yılın siftahını yazarından hediye kitabım ile yaptım. Sercan Bey fantastik türde yazan bir kardeşimiz. Daha önce Duvar ve Adam kitabını okumuştum. Yeni kitabı Dün Görüşürüz'ü de gönderdi sağolsun. Keyifli bir okuma oldu benim için. Güzel bir film seyretmiş gibi oldum.
Kitabımız hayatından mutlu olmayan ve köşeye sıkışmış bir haldeyken aniden sabahları bir önceki güne uyanmaya başlayan Altay karakterinin yaşadıklarını aktarıyor. Dili sade. Bakalım ne olacak moduyla okuyup bitiriyorsunuz. Ben önce bir 40 sayfa kadar okumuştum kalanını bir akşamda bitirdim.
Her gün düne uyansak ne kadar ilginç olur değil mi? Çok değişik durumlarla karşılaşabiliriz, hatta şu dönemde geri gide gide koronasız günlere ulaşsak hiç fena olmazdı. Hayatta yaptığımız çok kritik hataları da düzeltme şansımız olurdu belki. Okulda, işte, aşkta farklı seçimler... ;)
Karakterimiz Altay da her gün dünü yaşayarak geçmişe yaptığı yolculukta bazı fırsatlar yakalıyor. Peki bu düne gidiş sona erecek mi, nereye kadar daha geçmişe yolculuk? Doğru hayatı bulana kadar diyor yazar. Dediğim gibi kitap keyifli bir film. Neler olduğunu artık okuyunca öğrenirsiniz.
Okuma alışkanlığım daha ağır edebî kitaplara yönelik de olsa, arada bu tarz çabuk okunan insanı rahatlatan kitaplar gerekiyor. Sercan Bey'in fantastik bu kitabı da piyasadaki birçok popüler kitaptan daha iyi. Öyle aforizma kasma derdi falan yok. İçinden geldiği gibi yazıyor, okurken bunu hissediyorum. Kendisine çok teşekkür ediyorum, kitap hediyesi için.
Kitapla kalın, umutla, mutlulukla kalın...