Geleneksel ile modern edebiyatın harmanlandığı enfes bir Turgut Ulucan romanı.
Bir kızılbaş köyünde yaşıyordu nergis. Onun yazgısı ile Necmi’ninki nasıl kesişti? Öksüzlük, ezilmişlik, horlanmışlık ikisinin de nasıl ortak kaderiydi?
Evet, bir köy romanı ve toplumsal gerçekleri anlatıyor Turgut Ulucan, ama çoğu toplumcu gerçekçi yazar gibi dili yavan değil. Bir solukta okutan akıcı, yalın, gösterişsiz fakat insanı etkileyen bir dil:
“Eğer bir köşede denk gelmiş de diğerlerinden ayrı konuşabiliyorsan bir yaşlıyla, o zaman eski sevdalar da anlatılırdı. Köy yeridir, herkes evli barklıdır. Ancak her evlinin de yaşlılıkta bile belleğinin bir yerindedir gençlik sevdası, hiç unutulmaz. Sevdiğiyle evlenen de pek nadirdir.”
Kitapta kendi hikayesini anlatan sadece Necmi; diğer kahramanları “iâhi anlatıcı”dan dinliyoruz. Neden nergis değil de Necmi’ye böyle bir ayrıcalık yapmış yazar, bilmiyorum ama sesini en çok duyduğumuz Necmi olduğu halde kitaba adını veren Nergis...
“Hiçbir kabus bu gece yaşadığı gerçekten daha korkunç olamazdı.”