Yiğit Okur, Türk şair, yazar, avukat. (d. Erzincan, 1934)
1954 yılında Galatasaray Lisesi' nden mezun oldu. 50'li yıllarda Varlık, Yenilik, Mavi dergilerinde şiirleri yayınlandı ve çeşitli roman, oyun çevirileri yaptı. 1958 yılında hukuk öğrenimi için İsviçre'de Cenevre Üniversitesi'ne gitti. 1965 yılında yurda döndükten sonra avukatlık yapmaya başladı. 40 yıllık bir aradan sonra Hulki Bey ve Arkadaşları romanıyla yazın dünyasına geri döndü. O Zaman Kim Söyleyecek Şarkıları adlı romanı 2003 yılında Haldun Taner Öykü Ödülü'nü aldı. Deniz Taşları romanı ise 2005 Yunus Nadi Roman Ödülü'ne layık görüldü. 1 Ocak 2016'da yaşamını yitirdi.
Esеrleri
Hulki Bey ve Arkadaşları
Güvercinlеr
O Zaman Kim Söyleyecek Şarkıları
Topal Viktor'un anıları
Piyano
Deniz Taşları
Büyücü
Tutuklanacaklar Listesi
Piç Osman'ın Pabuçları
Sıfırlamak
"Akrep beşin üstünde, yelkovan üçün üstündeydi. Beşi çeyrek geçiyordu. Bu hesaba göre saat beşi çeyrek geçe durmuştu. Akşamın beşini çeyrek geçe mi, yaksa sabahın beşini mi, belli değildi. Ama işlemeyen bir saat, yirmi dört saatte iki kez doğru saati gösterirdi. Gösterdiği doğru saat, zamanın doğru saati miydi? Yoksa saat mi zamanı gösterirdi."
Akıcı bir dille yazılmış güzel bir kitap. Bireylere kitap sevgisini aşılamanın en önemli unsuru akıcı dille yazılmış kitaplardır. Bu tür kitapları, konusunu da dikkate alarak çocuklara ve dostlarımıza tavsiye veya hediye ediniz.
Yiğit Okur'un okuduğum ilk kitabıdır Hulki Bey ve Arkadaşları. Otobiyografik özellikler de taşıyan bilinç akışı tekniği ile yazılmış akıcı bir dönem romanı diyebilirim. Galatasaray Lisesinden mezun olan bir grup arkadaşın hikayesi anlatılırken geri planda da 6-7 Eylül olaylarının iç yüzünü de okuyorsunuz. Üslup çok akıcı bu kitapta sıkılmadan okuyabilirsiniz.
Topal Viktor, Paris'te doğar.Doğduğunda topal değildir elbette.Paris'te çeteler arasındaki anlaşmazlıkları, barışçı yollardan çözen Viktor, Büyük Reis'in ölümü üzerine eniklerin de desteği ile Reisliğe adaylığını koyar.Oysa bilmediği bir şey vardır ki eniklerin oy kullanma hakkı yoktur.Sürgün edilen Viktor'un yolu Moskova'ya düşer.Orada Palyakof ile tanışır.Komünist düzenle de.
Köpekler üzerinden hiciv oklarını yönelten Yiğit Okur, tam bir sistem eleştirisi yapmış.Keyifle okudum.
Sonunda Palyakof'un da yolu Paris'e düşer.
Viktor, Palyakof'a sorar:"Niye? Neyin eksikti? Paris'e aç kalmak için mi geldin?"
Palyakof'un bu soruya yanıtı oldukça hoş:
"-Yiyordum, içiyordum, her şey mükemmeldi. Devletin de sicilli itiydim ancak yemek, yan gelip yatmak, itsen ve soyunun bilincindeysen tüm bunlar yetmiyordu."
Ve ekler
"Havlamak gerek... Anladın mı? Havlamak."
Unutmayın havlamak gerek, havlamak!