A. Mecit Canatak Gönderileri
A. Mecit Canatak kitaplarını, A. Mecit Canatak sözleri ve alıntılarını, A. Mecit Canatak yazarlarını, A. Mecit Canatak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yalan yere bu yemini eden çarpılır mı?"
Sayfa 39
"Falaka yasak olmuş" diyorlardı. Sözde, Kaymakam Bey yasak etmiş! Dayak korkusu kalkınca biz kırk çocuk, öyle azdık, öyle kudurduk ki...
Sayfa 37
Ah bilsen ki bütün mutluluklar, bütün baharlar, bütün tatlar ne kadar aldatıcı ve geçici rüyalardır!"
Sayfa 30
"gideceğiz, burada yaşadığımız mutluluk zamanını da bütün geçen ve geçecek saadetler gibi hatıraların geçmişine terk edeceğiz.
Sayfa 29
Bilmiyorum bu ansızın gelen sevinçler içinde ne kadar kaldık!
Sayfa 29
sevgi dolu bir öpücüğün gizemli iyileştirici gücü...
Sayfa 24
BİR AKŞAM KIZ KARDEŞİMİN evindeydim. Dışarıda kar fırtınasının kopardığı çığlıklarla titreyen buğulanmış camlar, sanki ilik odanın hararetiyle terliyorlardı.
Sayfa 23
Ömer Seyfettin, 1909'da Genç Kalemler dergisinde yayımlanan "Yeni Lisan" makalesiyle Türkçenin doğal mecrasına dönmesinde büyük pay sahibidir. "Yeni Lisan" bu bağlamda Türkçeye yeniden istiklalini kazandırmasıyla, dilde sadeleşmeyi, halkın anlayacağı bir dille konuşmayı, Türkçede yaygın olarak kullanılmayan, halkın kullanmadığı Arapça ve Farsça kelimelerin dilden atılmasını savunmasıyla yeni bir edebî hareketin, Milli Edebiyat'ın da başlangıcı, manifestosu kabul edilir.
Sayfa 18
Selçuk Baran
"Bir şeyler sıkar, boğar beni. Ya da bir düşünceyi bir duyguyu açığa kavuşturmak isterim. Her şey en belirsiz olandan başlar, belirsizlikler içinde yol alırım; bir öykü çıkar ortaya. Bilinçle yaptığını tek iş, fazlalıkları atmak, durumdan duruma geçişlerde bağlantı eksikliği varsa gerekli cümleleri eklemektir. Bir de son cümle için çok uğraşırım. Bildiğim bu kadar."
Sayfa 315Kitabı okudu
Iskender Savaşır
“...Selçuk Baran üslupçu değildi . Belki de bu nedenle tadına varılması daha zor bir yazar. Çünkü bizden biri gibi konuşuyor, yazıyor. Taşkın değil. Bize en yakın olanı sevmek zordur. Olağan acılarımızın, kederlerimizin dili.”
Sayfa 315Kitabı okudu
Jean Paul Sartre
"Durmadan kendini anlatır acı, çünkü kendine yetmediğini duyar. Oysa onun ideali susuştur."
Sayfa 303Kitabı okudu
Haziran öyküsü...
“Her şey bir rastlantı gibi gelişiyordu ilkin. Hatta rastlantıların kesinliğine boyun eğip, ona alınyazısı demeye kalkışanlar çoğunluktaydı, Oysa yaşam uçsuz bucaksız, sonsuz da olsa onun içinde yer alan her devinim önemliydi, omuz silkip geçemezdiniz. Rastlantı ya da alımazısı demek; onları küçümsemek, geçiştirmek oluyordu. Çünkü bütün ayrıntıların bir yeri vardı. Bunların üzerinde durup düşünmeliydi. "
Sayfa 268Kitabı okudu