Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdulkerim Zeydan

Abdulkerim Zeydanİslam Davetinin Esasları yazarı
Yazar
8.7/10
19 Kişi
66
Okunma
8
Beğeni
1.100
Görüntülenme

Abdulkerim Zeydan Gönderileri

Abdulkerim Zeydan kitaplarını, Abdulkerim Zeydan sözleri ve alıntılarını, Abdulkerim Zeydan yazarlarını, Abdulkerim Zeydan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
vasiyet
Ölüm bağlı bir tasarruftur. Bir kimsenin, başkasını ölümünden sonraya bağlı olarak mal sahibi yapmasıdır. İbnu Abidin; ed-Dürrü'l-Muhtar, c. 5, s. 568.
İslâmiyet, Cahiliyet devri Araplarının âdetlerinden kendi temel esas ve gâyeleriyle bağdaşanları kabul ve bağdaşmayanlarını ilga ederek münasipleri bıraktı, münasip olmayanları kaldırdı.
Sayfa 52 - ARAPLARIN İCTİMAİ DURUMLARINA İSLAMIN TESİRİKitabı okuyor
Reklam
İslâm bazı adetleri tamamen kaldırmasına rağmen sadakat, sözünde durmak, komşuluk haklarına riayet etmek, yiğitlik ve cömertlik gibi cahiliye devrine ait iyi adet ve sıfatları da hafif değişiklikler yaptıktan sonra kabul etmiştir.
Sayfa 51 - ARAPLARIN İCTİMAİ DURUMLARINA İSLAMIN TESİRİKitabı okuyor
Aile reisliği hariç erkeğin her türlü hakları kadına da tanındı.
Sayfa 50 - ARAPLARIN İCTİMAİ DURUMLARINA İSLAMIN TESİRİKitabı okuyor
Zulmetse de kendisine zulmedilse de kardeşine yardım et.
Cahiliyet devrindeki kural; "zulmetse de kendisine zulmedilse de kardeşine yardım et" şeklindeydi. Yani kabile fertlerinden her biri, haklı veya haksız da olsa müdafaa edecek, onunla birlikte çarpışacaktı. Hz. Peygamberin şu hadisi İslâm'da kural oldu: "Zulmetse de kendisine zulmedilse de kardeşine yardım et." Bunun üzeri ne sahabeden birisi Rasûlullah'a: "Kendisine zulmedilmişse ona yardım edeyim. Fakat kendisi zālimse ona nasıl yardım edeyim?". Rasûlullah da: "Onu kötülüklerden, zulümden alıkoyman kendisine yardımdır" ed-Diba eş-Şeybânî; Teysiru'l Vusûl, c. 3, s. 28
Sayfa 49 - ARAPLARIN İÇTİMAİ DURUMLARINA İSLÂMIN TESİRİKitabı okuyor
Arapların yağmacılık ve baskın, kızlarını diri diri toprağa gömüp öldürme ve kabile taassubu gibi kötü sıfatları yanında, comertlik, cesaret, verilen sözde sadákat, zulmü sevmemek, yüz kızartıcı hallerden uzak durmak, komşuları himaye, gücü yettiği halde hasmını bağışlamak ve benzerleri iyi sıfatları da vardı. Muhammed Hüseyin Heykel; Hayâtu Muhammed, s. 78.
Sayfa 46 - İslâm'dan önceki Arapların içtimaî ve hukukî durumları bunlara İslâm'ın tesiri nelerdir?Kitabı okuyor
Reklam
Kabileler arasında savaşın çok oluşu Araplarda erkeğin önemini daha çok artırıp kadını küçümsemeye sevk etti. … hatta bazı kabilelerde dayanılmaz bir leke olan düşmana esir düşmesi korkusuyla kızları doğduktan sonra diri diri toprağa gömme olayı yaygınlaştı. ...
Sayfa 45 - İslâm'dan önceki Arapların içtimaî ve hukukî durumları bunlara İslâm'ın tesiri nelerdir?Kitabı okuyor
Bir kabileye mensup kişinin başka bir kabileden olana karşı suç işlemesi gibi, en basit ve ufak sebeplerle, kabile taassubu yüzünden iki topluluk arasında savaş çıkardı, böyle savaşlar çoktu. Örflerine göre yağmacılıkta bulunmak, mallarını gasbetmek tabiî şeylerdi, bir kahramanlıktı. Kabile fertlerinden birinin öcünü diğer kabíleden alması da normaldi.
Sayfa 45 - İslâm'dan önceki Arapların içtimaî ve hukukî durumları bunlara İslâm'ın tesiri nelerdir?Kitabı okuyor
Şehirliler gibi bedeviler de şiir, hitâbet, vecize ve atasözleriyle diğer Arap dili san'atlarında, tarih rivâyetinde ün yapmış, ileri gitmişlerdir. Bu arada göçleri ve yolculuklarındaki tecrübeleriyle Astronomi ve Meteoroloji ilimlerinde geniş bilgileri de vardı.
Sayfa 43 - İslâm'dan önceki Arapların içtimaî ve hukukî durumları bunlara İslâm'ın tesiri nelerdir?Kitabı okuyor
Ticâretten, ziraat ve sanayiden hoşlanmamak, onları hakir görüp kendilerine münasip düşmeyen küçük mesleklerden saymak bedevilerin âdetlerindendi.
Sayfa 43 - İslâm'dan önceki Arapların içtimaî ve hukukî durumları bunlara İslâm'ın tesiri nelerdir?Kitabı okuyor
Reklam
Hz. Muhammed (s.a.s.)'den önceki zamana "Câhiliyet devri" bu devirde yaşayan Araplara da "Câhiliyet Devri Arapları" denilir.
İslâm Arap ülkelerinde doğdu, oradan dünyaya yayıldı. Arapların bazı gelenekleri (örf ve âdetleri) vardı ki, toplumlarını onlarla idare ederlerdi. İslâm dini, o geleneklerin bazısını kaldırdı, diğer bir kısmını olduğu gibi bıraktı veya ıslah etti.
Mecelle md. 128 de taşınır mal şöyle tanımlanmıştır: "Menkül, bir mahalden mahall-i ahara nakli mümkün olan şeydir ki nükûd ve urūza ve hayvanat ve mekīylät ve mevzūnata şamil olur". Taşınmaz mal ise md. 129 da: "Gayr-ı menkül, akar denilen hane ve arazi misillu mahall-i ahare nakli mümkün olmayan şeydir" tarifi edilir. (M.)
Sayfa 302 - Footnote.Kitabı okuyor
Taşınmaz Mal (Gayr-ı Menkul) ve Taşınır (Menkül) Mal
Gayr-ı menkûl (akâr) mallar (taşınmaz mallar): Bir yerden diğer bir yere biç bir şekilde taşınamayan mallardır ki, yalnız arazi bu türü oluşturur. Menkül mallar (taşınır mallar): Taşınma anında mahiyeti değişsin veya değişmesin bir yerden diğer yere taşınabilenlerdir.
Mâl-ı mütekavvim hakkında her türlü hukuki tasarruf, alış-veriş, hibe, icâr ve benzerleri geçerlidir. Gayr-ı mütekavvim mallarda bu gibi tasarruflarda bulunulamaz.
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.