Kaynaklara göre kendisi; devrinde kalemle kılıcı birleştirmiş, servet ve makamın imkânlarını en iyi şekilde ve ilmin hizmetinde kullanarak ölmez eserler ortaya koymuştur. Tefsiri, ona haklı bir şöhret kazandırmış ve kendisine «Hatîbü’l-Müfessirîn» (müfessirlerin piri) ünvanı verilmiştir. Büyük bilgin îbn Kemâl'in öğrencisi olduğu halde onu kat kat geçmiştir.