Abdullah Yıldırım Gönderileri
Abdullah Yıldırım kitaplarını, Abdullah Yıldırım sözleri ve alıntılarını, Abdullah Yıldırım yazarlarını, Abdullah Yıldırım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Özellikle kendi zamanının insanlarına çok çok dikkat et! Beraber oturduğun, sözlerini işittiğin, arkadaşlık ettiğin kimselere bak. Çünkü halk Allah'ın onlar arasından korudukları müstesnâ, âdetâ bir riddetin içindedir.
Bir kimsede bidatlerden herhangi birini gördüğün zaman ondan uzak dur. Zira senden sakladığı açığa vurduğundan daha fazladır.
Bil ki hevâların/bidatlerin tamamı aşağılıktır ve hepsi kılca sevk eder. Bidat fırkalarının en aşağılığı ve en kâfiri Râfzîler, Mu'tezile ve Cehmiyye'dir. Zira onlar insanların ta'tile ve zındıklığa düşmesini isterler
Durumu kapalı kişi, durumunun kapalılığı ortada olandır. Rezîl kiși ise rezilliği meydanda olandır.
Helâl, helâl olduğuna sehâdette bulunup yemin edebildiğin șeydir. Kezâ haram da böyledi. Kalbe rahatsızlık veren șey ise şüphedir.
Kelâm'a bakmaktan ve kelâmcılarla birlikte oturmaktan sakın. Eserlerden ve eser ehlinden ayrılma.
Onlara sor. Onlarla otur. Onlardan al.
Yıldızlara bakma. Ancak namaz vakitleri hususunda onlardan yardım alabilirsin. Bunun dışında onlarla ilgilenme. Çünkü bu zındıklığa sevk eder.
Fitne ortaya çıktığı zaman evinin ortasından ayrlma. Fitneye yaklaşma, kaç! Asabiyetten de uzak dur. Müslümanlar arasında dünyâ için gerçeklesen her savaş fitnedir Tek olan ve ortağı bulunmayan Allah 'tan kork! Fitne zamanında dışarı çıkma, savaşma, heveslenme taraf tutma, bir tarafa meyletme, onların yaptıkları hiçbir şeyden hoşlanma! Zira șöyle denir: "Kim bir kavmin yaptıklarından hoşnut olursa, yaptıkları hayır olsun veya şer olsun, onları yapan gibidir." Allah bizi de sizi de râzı olduğu seylere muvaffak klsın. Bizi ve sizi masiyetinden uzak eylesin.
Bil ki Allah sana rahmet etsin ilim çokça rivâyette bulunmak ve çokça kitaba sâhip olmak değildir. Alim ancak -ilmi ve kitapları az olsa da- ilme ve sünnetlere tâbi olan kimsedir. Kim de Kitâb'a ve Sünnet'e muhâlefet ederse -ilmi rivâyetleri ve kitapları çok olsa bile- bidat ehlidir.
Ömer b. el-Hattâb radyallahu anh şöyle demiştir; Hiç kimse, hidâyet zannederek peșinden gittiği dalâlet hususunda ya da dalâlet zannederek terk ettiği hidâyet hususunda mazeret sâhibi değildir. Her șey beyân edilmiştir. Hüccet ortaya konmuştur. Mazeret ortadan kalkmıştır çünkü Sünnet ve Cemaat dinin bütün meselelerini muhkem bir șekilde beyân etmiştir, insanlar da bunu görmüşlerdir. Şu hâlde insanlara düșen (Sünnet'e ve Cemaat'e) uymaktır.
Bil ki insanlar hangi bidati ortaya atmışlarsa mutlaka Sünnet'ten onun bir benzerini terk etmişlerdir. Şu hâlde sonradan ortaya atılmış işlerden sakın! Zira sonradan ortaya atlan her ey bidattir. Her bidat dalâlettir. Dalâlet ve ehli de ateştedir.
Kelâmla uğraşan birini havada yürürken görsen bile ondan emin olma ve ona sakın güvenme.
Kim dini kelâm ile ararsa zındık olup çakar.
Kaderiyye'den kime bakarsan bak aptal, gerizekalı ve bön olduğunu görürsün.
Müminler kayâmet günü Allah (Azze ve celle)'ye şu (bașlarındaki) gözleriyle bakacaklardır. Nitekim Allah Teâlâ "Bazı yüzler o gün parıl parıl, Rablerine bakarlar.'" (Kıyamet,22-23) buyurmuștur. "O'nun mükâfâtına bakacaklar" diyenler yalan söylemiştir. Bilakis sen Allah'e hakikî manada bakacaksın. Sen Mûsâ (aleyhisselam)'ın Rabbim bana kendini göster de Sana bakayım" (A'râf,143) dediğini işitmedin mi? Sence Mûsâ Rabbinden imkânsız bir șey mi istemiști? Bunun üzerine Allah Teâlâ Beni -dünyâda- aslâ göremezsin" (A'râf, 143) buyurdu çünkü dünyâ fenâ yurdudur. Bâkî olana fenâ bulacak olanla bakılmaz. Fakat insanlar bekâ yurduna geçtikleri zaman Bâkî olana bâki olanla bakarlar. Onların Allah Teâlânın "Hayır, onlar o gün kesinlikle Rablerinden perdeli olacaklardır" (Mutaffifin,15) buyruğundan haberleri yok mu? Eğer müminler kyâmet günü Rablerini görmeyecek olsalardı Allah kâfirleri onların kendisinden perdeli olacaklanını söyleyerek kınamazdı. Kim rüyeti inkâr ederse onun için ancak kılıç vardır.