Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Adem Üzümcü

Adem ÜzümcüTürkiye Ekonomisi Sektörel Yaklaşım yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
8
Okunma
0
Beğeni
154
Görüntülenme

Hakkında

Okurlar

8 okur okudu.
1 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Osmanlı toplumunda ticari kazançla ilgili başta yersiz kadercilik olmak üzere çeşitli olumsuz görüşlere dinsel kılıfların bulunması doğrudan din ile değil, dini meşrulaştırıcı şekilde algılayan Osmanlı insanının ahlak ve zihniyet dünyasıyla ilgilidir
Çiftçilerin tarımsal üretimi düşürmeye sebep olacak şekilde, işlediği toprağı terk ederek şehirlere ya da başka yerlere gitmesinin önlenmesi için sıkı yaptırımlar öngörülmüştü. Batılı düşünürlerin “doğu despotizmi” olarak nitelediği bu yapının, Avrupa feodalitesindeki efendi-köle ilişkisiyle karışan yönlerini fark etmek için devletin, halkın refahına koşullanan zihniyetini ve bunun uygulamadaki yansımalarını görmek gerekir.
Reklam
“Osmanlı toprak düzeni bir servaj (kölelik) düzeni miydi?” sorusunu getirmektedir. Görünüşte bazı benzerliklere rağmen Osmanlıdaki sipahi-köylü ilişkisi ve batıdaki senyör-serf ilişkisi (servaj usulü) birbirinden oldukça farklı bir realiteye sahiptir. Her şeyden önce sipahiler, ellerine geçirdikleri geniş toprakları kendileri işleyen ve başkasına işlettiren Avrupa’daki lord, dük, senyör gibi ayrıcalıklı bir sınıf değildir. Sipahi devletin memurudur. Orta çağ Avrupası örneğinde senyörlerin serfler üzerinde başta angarya olmak hakları vardır, yani, bu düzende keyfilik egemendir. Serfler istenildiğinde toprakla birlikte alınıp satılan köle konumundadır. Osmanlıda ise sipahi-köylü ilişkisi kanunnamelerle düzenlenmiştir, köylü, toprak mülkiyeti dışında hür insanın sahip olduğu tüm haklara sahiptir. Kaldı ki, Osmanlı toprak düzeninde, kanunlara uygun işletildiğinde toprağın işletme hakkı sürekli olarak babadan oğula geçmektedir. Bu ise özel mülkiyet hakkına benzer bir sonuç doğurmaktadır.
Batı merkantilizmi kendisini devletle özdeşleştiren bir sınıfın yararına dönük iken, arz yönlü Osmanlı ekonomi politiği ise halkın refahına yönelmiş gözükmektedir
Loncalar kendi içinde oluşabilecek yıkıcı rekabete meydan vermemek için çeşitli düzenlemeler geliştirmişlerdir. Her üyenin loncanın toplam iş hacmi içindeki payını sabit tutabilmek için loncalar, hammaddelerin sağlanması ve dağıtımından üretim koşullarına, çalışma saatlerinden çalışacak üye sayısına, ücret düzeylerinden satış fiyatlarına kadar pek çok konuda ayrıntılı kurallar geliştirmişlerdir.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok