Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Cihan

7.8/10
9 Kişi
23
Okunma
1
Beğeni
2.110
Görüntülenme

Ahmet Cihan Sözleri ve Alıntıları

Ahmet Cihan sözleri ve alıntılarını, Ahmet Cihan kitap alıntılarını, Ahmet Cihan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tanzimat, her yönüyle bir "turning point" yani dönüm noktası, geleneksel-klasik olanla modern-seküler olan arasında kırılma devri olarak kabul edilebilir.
Bilmek
Leyla sevdiği gençle haberleşmek için yazı yazmayı bile öğrenmişti.
Reklam
Humbaracı Ocağı 18. yüzyılın ilk yarısında askeri eğitim alanında başlatılan ilk teşebbüs olarak kabul edilebilir. 1727'de ilk defa modern eğitimli askeri birlik oluşturmak üzere Üsküdar'da Bostancı Ocağı'ndan seçilen askerlerden 300 kişilik bu askeri birlik kurulmuştur. Damat İbrahim Paşa'nın gayretleri sonucu ortaya çıkan bu çekirdek yapıyı geliştirme imkanı olmamıştır. 1730'da, Patrona Halil isyanı sırasında bu yeni askeri birlik kapatıldı ve burada eğitim gören askerlerin tamamı öldürülmüştür.
Kız öğrencilerine yönelik ilk rüştiye mektebi ise İstanbul'da 1858 yılında açılmıştır...1863-1864 yıllarında bütün imparatorlukta 4250 öğrencinin eğitim gördüğü 60 rüştiye mektebi bulunuyordu ve bunların, biri dışında, tamamı erkek rüştiyesi idi.
Kadın
Hafsa nine kadının doğurganlığını simgeleyen bir kız çocuğunun dünyaya gelmesine katkıda bulunduğu için gururluydu.
4-7 yaş grubundaki kız ve erkek çocukların bazen ayrı bazen de aynı bina ve oda ortamında eğitim gördüğü kurumlar olan sıbyan mekteplerinde dersler genelde yerdeki sergi üzerine diz çökerek veya bağdaş kurarak yapılıyordu. Bu kurumlar, kitap dışında, yazı tahtası, harita, küre ve sıra vb. araç gereçlerden yoksundu. Müfredat programı içerisinde yazı dersi olmadığından, kalem, defter ve kâğıda da uzun süre ihtiyaç duyulmamıştır. Yazı tahtası ve kalem ancak Tanzimat sonrasında kullanılır hale gelmiştir.
Reklam
Dünyayı sen mi kurtaracaksın! Varsın batsın bu dünya.
Sayfa 45
Kendi olmak isteyen bir genç kız için yük oldukça ağırdı.
Sayfa 83
Sevdiğini anlamak için illa da eli elime değmesi, lebe leb olmamız gerekmez ya!
Sayfa 180
tabii o zaman medrese mezununun çalışabileceği bim, a101, şok da yok(!)
14-15. yüzyıllarda kurulan medreselerdeki öğrenci potansiyelinin 16. yüzyıl ortalarında büyük bir kitleye dönüşmüştür Yüzyılın ikinci yarısından sonra, kadılık, müderrislik, müftülük gibi sektörlerde görev almak üzere Anadolu'daki yüzlerce medresede binlerce öğrenci bulunuyordu. Büyük bir işsiz grup teşkil eden taşradaki medrese öğrencileri, zaman zaman şehirlerde sosyal düzeni bozucu eylemlere girişmişler, bazen de kasaba ve köylerde yağmacılık faaliyetlerinde bulunmuşlardır.
Reklam
1850'de İstanbul'da sadece beş rüştiye bulunuyordu. Bu sayı 1857'de ancak ona yükselebilmiştir. Rüştiyelerin taşraya yaygınlaştırılması fikri, ilk rüştiye mektebi kabul edilen Mekteb-i Maarif-i Adliye'nin kuruluşundan tam on beş yıl sonra gündeme gelmiştir. Taşradaki büyük merkezlerde, ilk defa 1853'te, 15'i Rumeli'de, 7'si de Anadolu'da ve 3'ü adalarda olmak üzere toplam 25 rüştiye mektebinin açılması kararlaştırılmıştır.
İçgüdüsü ona yaşadığı erkek egemen toplumda kadının yeri olmadığını öğretmişti.
Sayfa 218
İnatlaşmaya, gençlerin bahtını karartmaya değer mi abla? Şudur, budur diyerek gençleri birbirinden ayırmak insanlığa sığar mı? Yol verip mutlu olmaları için katkı yapmak gerekmez mi?
Sayfa 51
Seven erkek her şeye katlanır. Acıyı, kederi, sıkıntıyı, sabrı ve dahası yar için anadan, atadan bile vaz geçer!
Sayfa 35
Her başarıda biraz acı vardır. Her yemek emek ister, çaba ister. Çabasız ve gayretsiz bir şey olur mu hiç?
Sayfa 34
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.