Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Hakan Çakıcı

Ahmet Hakan ÇakıcıAilesiz Toplum Modern Family Ya Sonrası? yazarı
Yazar
8.1/10
35 Kişi
225
Okunma
20
Beğeni
3.121
Görüntülenme

Ahmet Hakan Çakıcı Gönderileri

Ahmet Hakan Çakıcı kitaplarını, Ahmet Hakan Çakıcı sözleri ve alıntılarını, Ahmet Hakan Çakıcı yazarlarını, Ahmet Hakan Çakıcı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihin en özgür çağında tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar tek düze bir dunya kuruldu. Herkes aynı şehirlerde, aynı parklarda, aynı evlerde , aynı kıyafetlerle aynı eğitimle, aynı sloganlarla, aynı tv programları ile yaşamaya çalışıyor. Her şeyi aynilestiren süreç devletleri de ortadan kaldırarak "şirket"lerin hakim olduğu;sorgulanamaz, elestirilemez "yüce " insanların yönettiği bir dünya kurmakta.
Yunan Tanrıları Olimpos'un yücelerinde, bulutların üzerindeydiler. Aldıkları kararlar, öfkeleri, şımarıklıkları, kaprisleri ile dağın eteklerindeki sıradan insanların kaderlerini tayin ederlerdi. Sıradan insanların onların kararlarını etkileyebilecek güçleri, onların da sıradan insanları umursamak diye bir dertleri yoktu. İçlerinden biri, Tanrılardan ateşi çalıp insanlara veren Prometheus gibi sıradan insanların menfaatine bir şey yapmaya kalkacak olursa, diğer yüce Tanrılar tarafından cezalandırılıyordu. Modern Tanrılar da "bulut/cloud" ismini verdikleri ve yeryüzündeki tüm bilgiyi yüklemeye başladıkları "BİG DATA'nın ve Yapay Zekâ uygulamalarının ardına çekiliyorlar. Yeni Tanrılar da en az Olimpos'un tepesinde, bulutların üstündeki tanrılar kadar görünmez ve erişilmez oldular. Ekmek aldığı süpermarketin, iş yaptığı şirketin, deposunu doldurduğu benzin istasyonunun, parasını yatırdığı bankanın sahibinin kim olduğunu, nerede yaşadığını, ne ile uğraştığını kimseler bilmiyor. Ama o patronların sıradan insanların hayatları ile ilgili aldıkları kararlar, milyonlarca insanın hayatını altüst edebiliyor veya karartabiliyor. Ama umursamıyor, ilgilenmiyor, dönüp bakmıyorlar. Yüce patronlar aralarında örgütler kurup, alt sınıfların menfaatine uzun ömürlü cep telefonu, ampul, tv, çorap, bilgisayar üreten diğer Yüce Tanrıları Prometeus'u cezalandırır gibi cezalandırıyorlar. Görünen o ki putperestlik ya da Paganizm kendini yeniden ihya ediyor.
Reklam
"Ölümsüzlüğün, sonsuz mutluluğun ve Tanrı olmanın derdindeler", diyor ve ekliyor Prof. Harari: "Artık insanları Tanrı seviyesine yükseltmek için çalışıp Homo Sapiens'i, Homo Deusa dönüştürmenin vakti geldi.
Prof. Harari; "21. yüzyılda ilerlemenin trenine yetişenler, yaratmanın ve yürütmenin ilahi kudretine ererlerken, geride kalanlar yok olma tehlikesi ile karşı karşıyalar... Yeni Dünya, "Süper Seçkinler" (Homo Deus-Tanrı İnsanlar) ve "gereksizler" arasında bir dünya olabilir." diyor.
Tüm alternatifleri yok ettikten sonra kalan tek seçeneği, kitlelere dilediğinizi "özgürce" seçin diye teklif etmek, bunu "özgürlük" olarak yutturmak modern zamanların en güçlü büyüsüdür diye düşünüyorum.
Sayfa 155Kitabı okudu
Demokrasi, liberalizm, bireysellik, akılcılık, özgürlük gibi Modernizmin temel sloganlarının/kutsallarının da sonuna geldik. Tarihin en özgür çağında tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar tek düze bir dünya kuruldu. Herkes ayn şehirlerde, aynı parklarda, aynı evlerde, aynı kıyafetlerle, aynı eğitimle, aynı sloganlarla, aynı TV programları ile yaşamaya çalışıyor. Her şeyi aynileştiren süreç, devletleri de ortadan kaldırarak "şirketlerin hâkim olduğu; sorgulanamaz, eleştirilemez "yüce" insanların (Homo DEUS) yönettiği bir dünya kurmakta.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Sert otoriter rejimlerin baskısı ile sersemletilmiş/ahmaklaştırılmış Müslüman Toplumlar, ölümü görüp sıtmaya razı olmak kabilinden- canlarını kurtarmanın sevinci ile yeni dönemin otoriterliğini ve şiddetini tanımlayabilecek durumda değiller. Bu nedenle olsa gerek, kanunlar üzerinden kendilerine dayatılan seçeneksiz yaptırımların aslında toplumsal şiddet olduğunu da çözemiyorlar. Binlerce yıllık tecrübe ile diktatöryal rejimlere karşı kendilerini, nesillerini ve ailelerini nasıl koruyabileceklerine dair iyi-kötü bir fikri ve tecrübesi olan Müslümanlar, demokrasi kılıfı ile "haz" objesi üzerinden kendilerine uygulanan şiddete karşı nasıl direneceklerini konusunda hiçbir fikre sahip değiller.
Sayfa 161Kitabı okudu
...gençlik-sorumsuzluk yaşı o kadar ilerletildi ki, "gençlik bitti" denilen yerde, adam olmak, olgunlaşmak değil, yaşlılık dönemi başlıyor. Üç boyutlu sanal gerçeklik dünyasının oyun ya da porno fantezileri arasında kaybolmuş erkekler, aile sorumluluğunu alabilecek olgunluğa da erişemiyorlar. Üç boyutlu sanal dünyaların içinde bir oyundan başka bir oyuna, bir cinsel fanteziden başka bir cinsel fantaziye yuvarlanırken sanal hatunların kucağında olgunlaşamıyor, adam olmaya fırsat bulamıyorlar. (Araya bir not girelim; üç boyutlu oyun üreticilerinin neredeyse tamamı porno sektörü tarafından satın alınmış durumda.)
Sayfa 148Kitabı okudu
İstanbul Sözleşmesi'nin kadını sahiplenen ve onu "güçlü" kılan adeta, "Senin keyfini kaçırdı. Hadi onu cezalandır, arkandayız." der gibi kışkırtan tavrı birliktelik sonlandıktan sonra birden değişiyor: Kadın polise telefon ettiği an erkeği evden 6 ay uzaklaştırabiliyor ama pişman olup, şikâyeti geri çekemiyor. Erkeği geri, eve alamıyor. İstanbul Sözleşmesi diyor ki; "... Şikayette bulunulmasına bağlı olmamasını ve mağdur şikâyetini veya ifadesini geri alsa bile kovuşturmanın devam etmesini sağlamak üzere..." Yani kadın, "erkeği evden atarken" güvenilir ve güçlü biri olup, beyanı esas kabul edilirken, erkekle beraberliğine geri dönmek istediğinde, "kadın gücünün" arkasındaki kudret ortadan kayboluyor ve kadın ne istediğini bilmeyen, beyanının hiçbir hükmü olmayan, güvensiz, aciz birine dönüşüyor.
Sayfa 128Kitabı okudu
İstanbul Sözleşmesi tüm kadınları, adeta niyet okuyabilen ve niyet okurken yanılma ihtimali bulunmayan saf, iyi niyetli, hatasız ve kusursuz bir melek; tüm erkekleri ise her an, kadının psikolojisini yüksek kalitede tutmaktan sorumlu, potansiyel kötülük makinesi olarak görüyor. Böyle bir süreç, ahlaki/ruhi herhangi problemi bulunmayan bir kadın için, şiddetten koruma işlevi görebilir. Ancak kadın, ahlaken ve ruhen sağlığı yerinde olmayan, hırslı, intikamcı, menfaatçi, düzenbaz veya öfke, kıskançlık, kin gibi nedenlerle kontrolünü kaybetmiş biri ise ne olacak? Mesela 2016 yılında Şanlıurfa'da "kocam bana 1 senedir tecavüz ediyor, beni zorla hamile bıraktı." diyen bir kadının iddiaları savcı tarafından çelişkili, mesnetsiz, diğer aile fertlerinin anlattıkları ile uyumsuz bulunup davanın reddi istenmesine rağmen, "kadının beyanı esastır" denilerek kocaya 18 yıl hapis cezası verildi. Bu davada kadının ahlaken ve ruhen ne durumda olduğunu veya gerçekte hangi saikle hareket ettiğini bilmiyoruz ancak kocanın 18 yıl "tecavüzcü koğuşunda kalmak üzere ceza aldığını biliyoruz. Böyle bir uygulamanın erkeklere verilen; "kadının, her an psikolojisinin bozulması, kıskançlık, hırs ya da intikam duygusu ile seni, senelerce tecavüzcü koğuşuna atılabileceği bir birliktelikten uzak dur," mesajı olduğu kanaatindeyiz.
Sayfa 126Kitabı okudu
364 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.