Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet İlhan

Hakkında

Okurlar

3 okur beğendi.
11 okur okudu.
1 okur okuyor.
12 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Spinoza’ya gelinceye dek, duyguların lânetlenmiş kaderi vardı ve o, bunu tersine çevirir. Öyle ki duyguları, felsefesinin özü hâline getirmekten de sakınmaz.
Sayfa 35 - Ondan önce, ondan sonraKitabı okudu
Reklam
Mozart - Türk Marşı
Kant’ın katı ahlâkçılığı ve kuralcılığı, değerler üzerinden duygulara yaklaşmasına yol açmıştır. Daha çok duygu ve değer arasındaki ilişkiye odaklanmıştır. Kant yazılarında <duygu> kelimesini kullanmasa da felsefesini anlamal için duyguya yaklaşımı hayatî önem taşımaktadır. Kant, Duygu, Akıl ve Eylem, arasındaki ilişkileri, bağları çözümlemeye çalışırken eylemlerimizin bilgiyle nasıl bağlandığını, bağlamlandırıldığını arıyor ve eylemlerimizin duygu ile akıl arasındaki gerginliğe nasıl bağlı olduğunu araştırıyor. Kant’a göre bir yandan duygular yoluyla geliştirilebilecek ve yetiştirilmesi gereken olumlu ahlâkî duygular vardır. Öte yandan, duygular ve tutkular aklın hastalıkları olarak kabul edilir, çünkü tutku durumunda aşırılaşmış duygular irâdenin zayıflığına yol açarlar. Kant, felsefesinde duygu nesnesini işlerken iki kök duygu (feeling) üzerinde durur. Bunlardan biri estetiğin de konusu olan “güzellik”tir. Kant “güzellik”i hem bir estetik değer ölçüsü olarak hem de duygu nesnesi olarak ele alır. Bir diğer duygusu da “yücelik”tir. Güzellik ve Yücelik’i tanımlamaya, betimlemeye çalışırken başka duygulara da değindiğini görüyoruz. Velut bir duygu olarak kötümserliğe de yer verdiğini ve o duyguyu ardılı Schopenhauer’e göre hiç tasvip etmediğini görüyoruz. Kant bu başlıkları “Güzellik ve Yücelik Duyguları Üzerine Gözlemler” eserinde ele almış, bunun yanı sıra Yargı Gücünün Eleştirisi’nde, Pratik Aklın Eleştirisi’nde ve Salt Usun Eleştirisi’nde de değinmiştir.
Düşüncelerini Spinoza kadar basit, anlaşılır, düzenli ve açık izah eden bir başka filozof yok gibidir. Bunun böyle olmasını özellikle arzular ve bunun için çabalar, çünkü o bir filozofun düşüncelerinin geniş halk kesimlerince anlaşılmamasının, filozofun görev edindiği amaca aykırı olduğu inancındadır. İnsanlığın geçmişten bu yana yaşadığı büyük kafa karışıklığının, içine düştüğ derin yanlışlıkarın, bunalımların ve çatışmaların gerçek sebebinin, doğru düşünememek, bilgiyi açık ve kesintisiz bir biçimde doğru kanallardan, doğru yöntemlerle alamamak olduğunu düşünür. Kulaktan dolma, ezbere bilgilerin veya önyargıların teslim aldığı insan aklı, kendisine büyük zararlar vermektedir. Bu yüzden önce aklın doğru kullanılması gereklidir.
Varoluşumuzun bir bedenle ya da bir bedende temsil edildiği bu dünyada, bedenimiz dışındaki her şeye (tüm bedenlere) duyularımız, duygularımız üzerinden dokunduğumuzu biliriz. Spinozist bir söylemle ifâde edersek duygularımız, bir dış nedenin bedenimiz üzerinde yarattığı etki, karşılıklı ilişki ise, sâdece duygularımız üzierinden varoluşumuzu kavradığımızı da söyleyebiliriz. İnsanın biyolojik ve bilişsel evriminde kolların ama özellikle parmakların hayatî bir işlevi olduğu söylenir. Kendimizdeki ve dışımızdaki her şeye dokunmanın, onları hissetmenin, kavramanın ve sonra onlara biçim vermenin araçlarıdır parmaklar. Duygularımız da hem aklımızın hem de bedenlerimizin parmaklarıdır diyebiliriz. Her şeye bedenin düşünceleri olan duygularla dokunuruz, onları anlar ve onlara anlam ve biçim veriririz. Ancak sâdece sonut olarak şimdi içinde yer alan bir nesneye dokunmanın araçları değil; geçmişin, şimdinin ve geleceğin sonsuz uzamına sonsuzca dokunmanın araçlarıdır.
Sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim....
Ahmet İlhan
Ahmet İlhan
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
367 syf.
4/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Kitabı çok beğendiğimi söyleyemem. Kürt ve Ermeni asıllı vatandaşların yaşadığı iki köyün değişik zamanlarda basılıp köylülerin çoluk, çocuk köpeklerine varana kadar katledilmeleri ve iki köyden kurtulan biri 6-7 diğeri 8-9 yaşlarındaki iki çocuğun travmaları, sonraki hayatları, yollarının kesiştiği kişilerle yaşadıkları ve onlara yaşattıkları. Kitabı tamamen rastlantısal bir şekilde edindim. Kapak fotoğrafını yapan ressam arkadaşımın atölyesindeyken yazar geldi, arkadaşım biraz da ona destek olmak için bana kitabı gösterdi ve aldım. Kitap 2019’dan bu yana kitaplığımda duruyormuş, varlığını unutmuştum. Bir başka kitabı ararken gördüm ve alıp okudum. Bana biraz zorlama gibi geldi.
Renkli Gölgeler
Renkli GölgelerAhmet İlhan · Kalkedon · 20161 okunma