Ahmet İzzet Furgaç Gönderileri
Ahmet İzzet Furgaç kitaplarını, Ahmet İzzet Furgaç sözleri ve alıntılarını, Ahmet İzzet Furgaç yazarlarını, Ahmet İzzet Furgaç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İttihat ve Terakki hükümeti İtalya ile savaşın devam etmesinde uzun süre ısrar ettiği gibi, genel muhalefete rağmen iktidar makamını korumakta da fazla sebat ve inat göstermiştir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Trablusgarp
Halimize bakmadan İtalya'yı iktisaden mahvedeceğimize inandık; İtalya sosyalistlerinin ayaklanacakları hayaline kapıldık.
Sayfa 113Kitabı okudu
Ben, henüz birkaç aylık iken annem vefat etmiş olduğundan, bir üvey annenin kucağına atılmış isem de, onda bulduğum şevkatin, hakiki anneminkinden aşağı olmadığını şükrederek yad etmeği mukaddes bir vazife bilirim.
Sayfa 2Kitabı okudu
FERYADIM
Ahmet İzzet Paşa, Osmanlı Devleti’nde Sadrazamlık ve Harbiye Nazırlığı yapmış kıymetli bir devlet adamıdır. Feryadım adını vermiş olduğu hatıratı 20.yy’ın başından Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar geçen süredeki olayları kapsar. Kitapta Osmanlıca kelimeler fazla olmasına karşın okumayı engelleyecek seviyede değildir. Akıcı bir hatırattır. Okuyanı dönemin içerisine sokar. İzzet Paşa, temas halinde olduğu devlet adamları ile ilgili ilginç bildiler verir. Paşa, Milli Mücadele’ye muhaliftir. Mustafa Kemal Paşa’yı haris ve başına buyruk olarak tanımlar. Ona göre Mustafa Kemal Paşa bu mücadeleye iktidar olmak ve ittihatçı fikirlerini uygulamak için atılmıştır. Velhasıl bu hatırat okunmalıdır. Karşıt görüşlü fikirlerde göz önüne alınmalıdır. Dönemin devlet adamlarının görüşleri olayları aydınlatmada önemli görevler üstlenir. 
Ahmet İzzet Furgaç
Ordumuzun büyük kısmını oluşturan İslâm unsurlarının, özellikle Türk ırkının doğuştan sahip olduğu kahramanlığı, sebat ve metaneti tartışılmaz. İslâm askerleri gazilik ve şehitliğin manevi üstünlüğüne tam inancıyla öteden beri şöhret kazanmıştır. Fakat istibdat devrinde vatan ve millet adı ağızlara alınmadığından, askerimiz vatan mefkûresinden nasipsizdi. Meşrutiyetle birlikte dinî gayret, taassup anlamına alınarak ne yazık ki bazı siyasi düşünce ve mülâhazalara feda edildi. Halbuki düşmanlarımızın aleyhimize kullandıkları en kuvvetli manevi silah, en kaba bir dinî taassup idi. İşte biz ordumuzu çok büyük bir teşvik gücü olan din gayretinden yoksun bıraktığımız gibi, vatan aşkını halkın gönüllerine zerk etmek için zaman da kazanamadık. Aksine özel millet propagandaları, fırka düşmanlıkları, sözgelimi Rumeli ve Arabistan savunmaları için Türk kanının dökülmesi gerekmeyeceği gibi, saçma sapan sözlerin yayılmasına kadar vardırılmış ve milletin ruh ve maneviyatı bütünüyle zehirlenmiş ve bozulmuştu. Sebep olanlar kahrolsun!
Sayfa 197Kitabı okudu
Bütün millet bu halden sorumlu mudur? Bunu çok kesin ve geniş bir sûrette iddia edemem. Her yerde bütün millet fertleri, olup biteni bütünüyle kendiliğinden anlayıp bilemez. Aydınlar halka yol gösterir ve uyarır.
Fakat bizim aydınlarımızın, hepsi olmasa bile önemli bir kısmı, gayet ihtiraslı, dolayısıyla çevreye, zamana uyarak istifade emeliyle kuvvete boyun eğen, bir kısmı da gayet çekingen, zorbaların şerrinden kendini koruma duygusuyla hakikatten yüz çevirip susmayı seçiyor. Bu şekilde gerçekler gizleniyor, belki tahrif olunuyor. Bu gibi şeyler sosyal yapımızın maddi ve ruhi bir noksanıdır ki, bütün hastalıklarımızın nedeni de budur. Şüphesiz bu durum birkaç yüzyıldan beri süren bir istibdadın toplum yaradılışına aşıladığı miskinlik ve esaret inancından doğuyor. Gerçi birkaç zamandan beri, hiç olmazsa teorik olan söz serbestisinden, basın özgürlüğünden yararlanarak kuru ve yaş eleştiriler ve aşağılamalar
yağdırmak moda halinde. Fakat iyice araştırılırsa taşlamalara hedef olanlar ya fazilet ve istikameti gereği veya hal ve zamanın zorlamasıyla zarar vermekten çekinen ve aciz kalan, yandaşlarıyla birlikte düşmanlarını da keyfi bir şekilde zenginliğe ve tamaha düşürmeye kabiliyeti olmayan kimselerdir. Neyse ümit
edelim ki, düşe kalka sonunda bizde de gerçek bir düşünce hürriyeti ve medeni bir cesaret yerleşir. Yoksa geleceğimiz vahim, sonumuz elimdir.
Sayfa 190Kitabı okudu
Biz tuhaf adamlarız: Yenilir, hezimete uğrarız, ülkeler ve kıtalar kaybederiz; fakat sebep olanlar utanmak şöyle dursun, özür dilemeye bile tenezzül etmezler. Bu felaketlerden de kendilerine övünme payı çıkarırlar. Diğer bir üstün kuvvet kendilerim icraat sahnesinden tard ve ihraç etmedikçe tasdikçi, alkışçı bulmakta da zahmet çekmezler.
Sayfa 178Kitabı okudu