En Eski Ahmet İzzet Furgaç Gönderileri
En Eski Ahmet İzzet Furgaç kitaplarını, en eski Ahmet İzzet Furgaç sözleri ve alıntılarını, en eski Ahmet İzzet Furgaç yazarlarını, en eski Ahmet İzzet Furgaç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ve kâne emrullahi kaderen makduran
(Allah’ın emirleri takdir olunmuş bir kaderdir Ahzap süresi 38)
Düşmanlara katlanın-Dostlara mert olun
Sayfa 133 - 1. CiltKitabı okudu
Enver Paşa, İran ve Turan’ı birleştirerek Timur ve Cengiz saltanatını diriltme hülyasına düşmüş,
Sayfa 214 - 1.cilt (sen yine hayal et biz donalım Enver Paşa)Kitabı okudu
Türklerin, cellatlarına eli bağlı olarak boyunlarını teslim etmedikleri, bilinen askerî tabiriyle müdafa-i müteaddiyede ( saldırgana karşı savunmada) bulunduklarından dolayı, amansız bir zalim sayılmaları insafsızlıktır.
(Ermeni Meselesi)Kitabı okudu
Allah’ın kabul kapısından içtenlikle dilerim ki, milletimin ahlâkı en kısa zamanda temizlenmeye mazhar olsun ve bu sayede bunca zamandan beri çektiğimiz uğursuzluklar sona ersin.
Yardım ve Hidayet Allah’tandır.
Sayfa 276 - SONKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa, Avrupalılar isterlerse bütün ordularını getirsinler; Ararat Dağları'na, Turan'a kadar çekilip savunmaya devam edeceğini öfkeli bir şekilde açıkladı.
Gerçekte bir tek kişi için Çin ve Maçin'in ötelerine gitmek bike mümkünse de, geride bırakacağı memleket ve sakinlerinin ne olacağı konusunda düşüncesini açıklamadı. Belki Türkleri Cengiz'in çıkardığı eski yurtlarına geri götürmeyi düşünüyordu.
Biz tuhaf adamlarız: Yenilir, hezimete uğrarız, ülkeler ve kıtalar kaybederiz; fakat sebep olanlar utanmak şöyle dursun, özür dilemeye bile tenezzül etmezler. Bu felaketlerden de kendilerine övünme payı çıkarırlar. Diğer bir üstün kuvvet kendilerim icraat sahnesinden tard ve ihraç etmedikçe tasdikçi, alkışçı bulmakta da zahmet çekmezler.
Sayfa 178Kitabı okudu
Bütün millet bu halden sorumlu mudur? Bunu çok kesin ve geniş bir sûrette iddia edemem. Her yerde bütün millet fertleri, olup biteni bütünüyle kendiliğinden anlayıp bilemez. Aydınlar halka yol gösterir ve uyarır.
Fakat bizim aydınlarımızın, hepsi olmasa bile önemli bir kısmı, gayet ihtiraslı, dolayısıyla çevreye, zamana uyarak istifade emeliyle kuvvete boyun eğen, bir kısmı da gayet çekingen, zorbaların şerrinden kendini koruma duygusuyla hakikatten yüz çevirip susmayı seçiyor. Bu şekilde gerçekler gizleniyor, belki tahrif olunuyor. Bu gibi şeyler sosyal yapımızın maddi ve ruhi bir noksanıdır ki, bütün hastalıklarımızın nedeni de budur. Şüphesiz bu durum birkaç yüzyıldan beri süren bir istibdadın toplum yaradılışına aşıladığı miskinlik ve esaret inancından doğuyor. Gerçi birkaç zamandan beri, hiç olmazsa teorik olan söz serbestisinden, basın özgürlüğünden yararlanarak kuru ve yaş eleştiriler ve aşağılamalar
yağdırmak moda halinde. Fakat iyice araştırılırsa taşlamalara hedef olanlar ya fazilet ve istikameti gereği veya hal ve zamanın zorlamasıyla zarar vermekten çekinen ve aciz kalan, yandaşlarıyla birlikte düşmanlarını da keyfi bir şekilde zenginliğe ve tamaha düşürmeye kabiliyeti olmayan kimselerdir. Neyse ümit
edelim ki, düşe kalka sonunda bizde de gerçek bir düşünce hürriyeti ve medeni bir cesaret yerleşir. Yoksa geleceğimiz vahim, sonumuz elimdir.
Sayfa 190Kitabı okudu