Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmet Murat Seyrek

Ahmet Murat SeyrekPsikoloji Sözlüğü yazarı
Yazar
6.0/10
9 Kişi
27
Okunma
1
Beğeni
650
Görüntülenme

Ahmet Murat Seyrek Gönderileri

Ahmet Murat Seyrek kitaplarını, Ahmet Murat Seyrek sözleri ve alıntılarını, Ahmet Murat Seyrek yazarlarını, Ahmet Murat Seyrek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Adelard, Bathlı ya da Adelardus Bathensis (1075-1160). Orta Çağ'da yaşamış İngiliz çevirmen, bilgin ve skolastik filozofu. Arap sayı sistemini Batı'ya tanıtan kişilerin önünde gelir.Güneybatı Britanya'da, Somerset kenti yakınlarındaki Bath kasabasında doğdu. İlahiyat, felsefe ve matematik eğitimi aldıktan sonra Tours ve Laon'da dersler verdi. Sicilya'ya yaptığı bir gezide Arap kültürüyle tanıştı ve Arapça öğrendi. Ortadoğu'ya geçerek, özellikle Antakya ve Filistin'de Arap dili ve bilimi hakkındaki bilgisini perçinledi. Müslüman bilginlerin derslerini izledi. Quaestiones Naturales (Doğal Sorular) adlı yapıtında dönemin İslam biliminin geniş bir özetini verdi. Harezmi'nin Zicc'ini (astronomi cetvellerini içeren kataloğunu) ve usturlap adlı aygıtın yapımı ve kullanılışı hakkındaki yapıtı Kitâb-ül Amâl bi'l Usturlab'ı Latinceye çevirdi. Antikçağ Yunan matematikçisi Eukleides'in ünlü Stoikheia (Unsurlar) adlı yapıtını, El Haccac'in Arapça çevirisinden Latinceye aktardıktan sonra Kilise çevrelerinde büyük bir saygınlık elde etti. Adelard'ın bu çevirisi 15. yüzyıla dek Avrupa üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulmuştur. De Eodem et Diverso (Aynılık ve Çeşitlilik Üzerine) adlı özgün yapıtında ortaya koyduğu felsefi görüşleri tamamen Platonculuk çizgisindedir.
Sayfa 9 - YediverenKitabı okudu
Adcı Gezimcilik/Ochkamcılık Genel kavramları birer addan ibaret bulan Orta Çağ Aristotelesçiliği. Aristoteles, Platon'un Akademia'sında 20 yıl kaldıktan sonra Atina'da, Lykeion bahçesinde kendi okulunu kurmuştur (M.Ö. 334). Derslerini bahçenin gölgeli yollarında gezinerek verdiğinden öğretisine gezimcilik adı verilmiştir. 14. yüzyılın Durand, Ockham,Buridanus ve d'Ailly gibi düşünürleri adcılık öğretisini savunurlar. Bu Aristotelesçi düşünürlere göre genel kavramlar birer addan başka bir şey değildir, gerçeklikleri yoktur. İnsanlar ancak bireysel gerçeklikleri bilebilirler, bir genel kavram olan tanrı bilinemez ve tanıtlanamaz. Din, bilimselliğe zorlanmamalıdır. İnsan inanla yetinmeli, Kilise dünya işlerine karışmamalı ve ilkel kutsallığına dönmelidir. Adcı gezimcilik Orta Çağ'ın ilerici bir düşüncesidir ve Kilise egemenliğinin sarsılmasını sağlamıştır.
Sayfa 9 - YediverenKitabı okudu
Reklam
Adcılık/Nominalizm Adcılık; kavramların, sözcüklerin, tanımların, tasarımların, hatta konuşulan dillerin gerçek ya da nesnel hiçbir varlığının veya anlamının bulunmadığını öne süren felsefe anlayışı. Bu anlayışa göre, kullandığımız tüm bu sınıflandırıcı semboller, insanların onlara yüklediği anlamlar doğrultusunda varlık, anlam ve değer kazanır. Başka bir deyişle, tümellerin gerçek olmadığını, birer addan ibaret olduklarını öne süren adcılık akımı, gerçekçilik karşıtı felsefe akımıdır. Adcılığa göre tümeller seslerden ibarettir ve bu sesler düşünceleri adlandırmak için kullanılır, onların gerçeklikleri yoktur. Tümellerin yalnızca birer imge ya da simge olarak anlaşılması mümkündür, dolayısıyla da onlara bir gerçeklik atfedilemez.
Sayfa 9 - YediverenKitabı okudu
Adalet Genel olarak bakıldığında adalet, Platon ve Aristoteles'ten bu yana herkesin hak ettiğini alması şeklindeki özel bir ahlaki yargı tipini gösterir. Herkese "gereken" ne ise onun verilmesi, adaletin başlıca amacıdır.
Sayfa 8 - YediverenKitabı okudu
Açınım Bir doğrunun dışlaşması. Bir şeyin ortaya çıkması. Tanrı'nın kendini açması ya da tanıtması. Açınım yoluyla Tanrı kendisiyle ilgili bilginin bir bölümünü insan için anlaşılır kılar, böylelikle insana usun kendiliğinden kavrayamayacağı şeyleri tanıtmış olur. Ancak Tanrı bilgisinin büyük bir bölümü her zaman insana kapalı kalacaktır. Demek ki; açınıma karşın insan tanrısallıkla ilgili doğruların pek azını bilebilmektedir.
Sayfa 8 - YediverenKitabı okudu
Açık Karanlık ve bulanık karşıtı olarak kullanılan açık terimi, başkaca hiçbir düşünceyle karıştırılmadan kolaylıkla ve hemen tanınan düşünceyi tanımlar. Açık terimini, felsefe diline sokan Fransız düşünürü Descartes'tir. Descartes bu terimi, seçik terimiyle birlikte apaçık anlamında kullanmaktadır. Descartes, "Principes de la Philosophie" adlı yapıtında bu terimlerden ne anladığını şöyle belirtiyor: "Açık bilgiden, dikkatli bir zihinde görünen ve belli olan bilgiyi anlıyorum. Seçik bilgiden, başka bilgilerden ayrılmış bir bilgiyi anlıyorum. Öyle ki; bu bilgide, açıkça görünenden başka bir şey bulunmaz."
Sayfa 8 - YediverenKitabı okudu
Reklam
Acosta (da Costa), Uriel (1585/1590-1640). Hollandalı filozof, akılcı olarak bilinir; Coimbra Üniversitesi'nde eğitim gördü. 1614'te Hollanda'ya kaçarak, Yahudilik adına Hıristiyanlık'tan vazgeçti; daha sonra, Yahudi dinsel dogmatizmine karşı çıkarak, Farisileri (hahamları) Musa inancını çarpıtmakla suçladı. 1623'te "Sobre mortalidade a da alma do homen" adlı, ruhun ölümsüzlüğünü ve ölümden sonra yaşamı yadsıyan bir kitapçık yazdı. Görüşleri yüzünden Sinagog'tan iki kez (1623 ve 1633) aforoz edildi. Hahamlar ve Hollandalı otoritelerden gördüğü eziyet üzerine intihar etti. "Exemplar humanae vitae"si (İnsan Yaşamından Örnekler), insanda doğuştan var olduğu öne sürülen doğa yasası düşüncesini içerir; bu yasa, insanları karşılıklı sevgi yoluyla birleştirir, iyi ile kötüyü birbirinden ayırmayı sağlar. Acosta'nın düşüncelerinin Spinoza üstünde etkisi olmuştur.
Sayfa 8 - YediverenKitabı okudu
Abelard, Pierre (1079-1142). Fransız filozof ve teolog; Orta Çağ felsefesine özgü, maddecilik ile idealizm arasındaki mücadeleyi dile getiren tümellerin doğası üstüne tartışmada, maddeciliğe yakın düşen kavramcılık düşüncelerini destekledi, skolastik gerçekçiliğe karşı da tartışma açtı. Dinsel inanın aklın ilkeleriyle sınırlanmasını isteyen ve Kilise otoritelerinin sözlerindeki çelişkileri açığa seren Sic et Non (Hem Evet, Hem de Hayır) adlı kitabı, ilerici bir önem taşıyordu. Abelard'ın görüşleri, Katolik Kilisesi'nce dinden sapmakla mahkum edilmiştir.
Sayfa 7 - YediverenKitabı okudu
Abdera Okulu İlk Çağ Yunan felsefesinde, adını bugünkü Batı Trakya yakınlarında bir kentten alan, atomcu öğretiyi savunan Leukippos ile Demokritos tarafından kurulmuş felsefe okuluna verilen ad. Atomculuğun kurucuları ve ilk savunuculari sayılan Leukippos ile Demokritos "Abderalı Filozoflar" olarak anılmaktadır. Felsefe tarihinde "Abderalılar" diye de geçen bu düşünürler, atomculuğun gelişmesinin üç önemli evresinden birine, üstelik maddeci atomculuk Leukippos ve özellikle de Demokritos eliyle sağlam temellere oturtulduğu için en önemlisine karşılık gelir. Abderalı Filozoflar'ın atomcu öğretisi Epikuros ve Lukretius aracılığıyla Gassendi ve Bacon'a ulaşmış; böylelikle de modern doğa biliminin doğuşuna katkıda bulunmuştur.
Sayfa 7 - YediverenKitabı okudu
Alfa Alkolizm Lellinek'in, alkol kullanımı sınıflamasında alkole karşı ruhsal bir bağımlılık geliştirmekle birlikte alkol alımını denetleyebilen ve fizyolojik bağımlılık belirtileri göstermeyen kişilerin durumunu anlatmak için kullandığı terim. Bu kişiler, bedensel ya da duygusal acılardan kaçınmak gibi nedenlerle içkiye sığınmaktadırlar.
Sayfa 9 - YediverenKitabı okudu
Reklam
Aktüalizm Aktüalizm, geçmiş jeoloji devirlerindeki olayların, bugünkülerden ayrı olmadığını, yer şekillerindeki değişikliklerin birdenbire değil, tam tersine çeşitli aşamalar, taşınmalar, birikmeler şeklinde ağır ağır geliştiğini savunur. Aktüalizmin gerçeğe tamamen uymadığı zamanla görülmüştür. E. Kaiser, jeolojik devirlerde birtakım kütlelerin meydana gelmesine sebep olan bazı şartların, bugünkülerden ayrı olduğunu ortaya koymuştur. Jeolojik devirlerde çok oynak, şiddetli tektonik ve volkanizma olaylarının gerçekleştiği ispatlanmıştır.
Sayfa 9 - YediverenKitabı okudu
Aktivizm Genel anlamda eylemcilik veya aktivizm, toplumsal değişme ya da politik değişiklik meydana getirmek için kasıtlı bir biçimde yapılan eylem olarak tanımlanabilir. Bu eylem çelişmeli tartışmalarda taraflardan birini desteklemek ya da muhalefet etmektir.
Sayfa 9 - YediverenKitabı okudu
Akademizm Resmi olarak son şeklini bulmuş sayılan bir estetik gerçeğe, geleneklere bağlılık. En eski çağlardan beri, zanaatçıların, kendi teknik bilgi ve güzellik anlayışlarının nesilden nesle aktarmak maksadıyla öğrenci ve çırak yetiştirmeleri tabii sayılmıştır. Güzel sanatlar öğretiminin kaynağı da budur. Orta çağda manastırlara bağlı birçok atölye bu teknik bilgileri ve güzellik anlayışını bir kanun haline getirmeye çalıştı.
Sayfa 8 - YediverenKitabı okudu
Agramatizm Söz dizimi açısından doğru cümleler kurarak konuşabilme yeteneğinin olmaması.
Sayfa 8 - YediverenKitabı okudu
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.