Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden lisans, Columbia Üniversitesi’nden yüksek lisans derecesi sahibi olan Özyurt, daha önce CNN TÜRK Haber Merkezi’nde Gece Görüşü’nün editör sunuculuğunu yapıyordu. 2007 yılının Kasım ayında CNN TÜRK ve Milliyet Washington muhabirliği görevine getirildi.
Özyurt, CNN TÜRK’ten önce CNBC-e’de öğle kuşağında yayınlanan Finans Cafe programının editörü ve sunucusuydu. ATV ve Show TV Ankara bürosunda muhabirlik yaptı. CNN World Report programına Türkiye’den haberler gönderdi.
1996’da Saddam Rejiminin ABD tarafından bombalandığı günlerde Bağdat’ta bulunan Özyurt, Hatemi dönemininilk günlerinde de İran’da görev yaptı. 1994’te NBC Televizyonunun Meet The Press programında Washington’da6 ay staj yaptı. Bill Clinton’ın seçim sürecini Cumhuriyet Gazetesi için takip etti ve yazdı.
1999’da Öcalan’ın İtalya’ya kaçışını iki ay boyunca Roma’dan takip etti ve buçalışmasıyla "Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Yavuz Gökmen Özel Ödülü"nü kazandı.
2001 yılında Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’nin "En İyi Finans Programı Ödülü"nü aldı. Kazakistan petrolleri ile ilgili haberiyle "CNN World Report En İyi Ekonomi Haberi Ödülü" kazandı.
Gazeteci Ahu Özyurt kitapta; Barack Obama'nın yürüttüğü seçim kampanyasını,kampanyaya dair gözlemlerini ve bu süreçte yaşadıklarını samimi bir dille aktarıyor. Yazar, Obama'nın İllinois senatörüyken kolları sıvayıp seçim kampanyasına girişmesini ve bu kampanya dahilinde Obama ve çevresinin yaptığı siyasi manevraları, yaşadığı zorlukları, halkın gözünde adeta "rock star"a dönüşme hikayesini ele alıyor. Yani bu çerçevede Obama'nın biyografisi hakkında detaylı bir şeyler okumak isteyenlere pek tavsiye etmem. Onun dışında biraz sığ kalsa da rahat okunabilir bir kitap.
Herkese selamlar, herkese merhabalar.
Son zamanlarda dedim ya Ortadoğu'da neler oluyor geçmişte neler oldu bu beni çok meraklandırdı diye.
Merakım beni bu kitapla tanıştırdı. Yeni almadım eskiden stok yaptığım kitaplar arasından çıktı.
Ahu Özyurt çocukluğumda TV ekranlarında çokça gördüğüm bir haberciydi. Fakat hiç merak etmemiştim tabi bundan belki 10-15 sene sonra Fulya Öztürk'ün böyle bir eseri ile karşılaşabiliriz.
Kitapta bazı yerlerinde sinirlenmemek hatta bu ne Amerikan güzellemesi dememek elde değil. Bazı yerler olduğu gibi anlatılmış yani kitapta alıntılanan yerler daha çok dikkatimi çekti. Ve artık haberciler demek istiyorum isteseler devletin en iyi ajanları olabilirler.
Keyifli okumalar dilerim.