Akil Samedbeyli sözleri ve alıntılarını, Akil Samedbeyli kitap alıntılarını, Akil Samedbeyli en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Elçibey, çok sevdiği Atatürk'ün anıt mezarına 26 Haziran 1992'de gelerek çelenk bıraktıktan sonra hatıra defterine bu sözleri yazdı: "Ey Büyük Türk'ün, büyük komutanı. Sizi ziyaret etmekle kendim ve milletim adına seref duydum. Senin askerin Ebulfez Elçi Bey."
19 Şubat 2015'te Fransa'da düzenlenen Dağlık Karabağ ile ilgili konferansta Ermenistan konusunda uzman olan Fransız tarihçi Maksim Goen; Ermenilerin Kafkaslarda problemli bir toplum olduğunu, Dağlık Karabağı işgal ederek katliamlar yaptıklarını, aynı zamanda Osmanlı dönemi Ermeni soykırımı iddiasının UYDURMA olduğunu da ilave etmiştir.
Sevgim milletime; vurgunluğum hürriyet ve adalete; itiatim hocalarıma; borcum dostlarıma ve meslektaşlarıma; nefretim yalancılara ve yüzsüzleredir. 10 Mayıs 1992
Elçibey
Mahkemenin yedinci günü savcı oğlu olan şahit, hukuk fakültesinden Ferhat isimli talebe ifade veriyordu. O başını öne eğerek, eline tutuşturulan yazıyı okuyordu. Sonunda dedi ki, "Ben Elbulfez Aliyev'den nefret ediyorum" diyebildi. Salonda aslen Guba'lı tarih fakültesi üçüncü sınıf öğrencisi olan "Kara Fatma" isimli bir genç kız, Ferhat'a dönerek; "Alçak-şerefsiz" diye bağırdı. Hakim bu sözleri söyleyenin cesaretini sınıyormuş gibi; "Kimdi o bağıran" dediğinde, Fatma ayağa kalkıp; "Bendim" dedi. Hakim kızdan salonu terk etmesini istedi. Fatma salondan çıkarken başörtüsünü hakimin masasına bırakırken; "Verin o şerefsize de başını bağlasın" dedi. Bu hakaret, bir erkeğe edilebilecek en ağır hakaretti.
İngiltere'nin sembolü olan aslan, hayvanların kralı sayılıyor değil mi? Ancak bu kral dediğimiz hayvan üç kilogram sosis için sirklerde ateş halkalarından sağa sola atlayıp durur. Bozkurt dediğimiz bu vahşiyse, hiçbir zaman ehlileştirilemez. O hürriyet ve gururunuz hiçbir şeye değişmez. Onu zincirleseniz de kafese atsanız da, ya kederinden ölür ya da zincirleri parçalar gider. Onu öldürmek mümkündür ama kontrol etmek baş eğdirmek mümkün değildir. İşte bu nedenle Türk Milleti Bozkurt'u kendine sembol seçmiştir.
Aliyev daha Nahcivandayken ; "Azerbaycan'a cumhurbaşkanı olduğu takdirde, Karabağ'ı bir hafta içinde kurtarıp, ceketini omzuna atarak Karabağ'a gideceğine" halkın büyük bir bölümünü KGB propaganda sistemi ve Zaman gazetesi vasıtasıyla inandırmayı başarmıştı.
Onun mevcudiyeti gelecekte Azerbaycan, Özbekistan, Türkistan'ın diğer Türk cumhuriyetleri ve halkları için hayat kaynağı, yol gösteren rehber oldu. Bu, Atatürk'ün Türk milletine en büyük hizmetiydi.
Cumhurbaşkanı Elçi Bey göreve başladıktan sonra 1 sayılı kanunu imzalamayıp, doğrudan 2 sayılı kanunu imzalamakla başladı işe. Bunun sebebiyse; Elçi Bey daha mücadeleye başladığı ilk zamanlardan itibaren, "Bir gün Cumhurbaşkanı olursam ilk imzalayacağım kanun, Güney-Kuzey Azerbaycan birleşmesi üzerine olacak" diyordu. Pek tabii o günün şartlarında bu mümkün değildi, ama bir gün bu kanunun imzalanacağına olan inancı sebebiyle 1 sayılı kanun boş bırakılmış, daha doğrusu beklemeye alınmıştı.
Elçi Bey'i milyonlarca insanı yürekten bağlayan ve sevdiren en önemli husus, milletin özünü derkinde, yalancı mefkurelerden kurtularak, ömrünün manasını tek emel olan mensubu olduğu halka, millete hizmette görmesindedir. İnanmayan, inandıramaz.
Eğer, Azerbaycan işgal edilmiş topraklarının beşte bir kadar Ermenistan toprağı işgal edilmiş olsaydı, bütün dünyanın hristiyan devletleri, başta ABD, Rusya ve Fransa, başımıza ateş yağdırırlardı. Ama işgal edilen topraklar Türk'ün olunca durum değişiyor. Yüz yıl önce Ermenilere soykırımı yapıldığı hakkında sahte yalanlara inananlar, nedense dünyanın gözü önünde Hocalı'da Ermenilerin Türklere yapmış oldukları soykırımı soykırımı görmezden geliyorlardı.
Sizden sonra söylenecek bir söz kalmadı. Hepsini siz, büyük Atamız, söylediniz. Sizi ziyaret etmekten dolayı mutluyum. Ne Mutlu Türk'üm Diyene. Sizin askeriniz Ebulfez Elçi Bey.