En Eski Alexandre Bennigsen Sözleri ve Alıntıları
En Eski Alexandre Bennigsen sözleri ve alıntılarını, en eski Alexandre Bennigsen kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.(Kazan'da çıkan 'Güneş' gazetesine mektuptan)
"Kalbimin üzerine büyük bir ağırlıkla yüklenen halkımın sevgisi yüzünden Bolşevizme geldim."
Sayfa 15 - ELİPS KİTAPKitabı okudu
"Avrupa Rusyasının genç endüstrisiyle ham madde kaynakları ve Türkistan Emirlikleri pazarları arasında aracı görevini sadece Tatarlar üstlenebilirlerdi."
Sayfa 25 - ELİPS KİTAPKitabı okudu
Temmuz 1917 Kongresi, Tatar Ulusal Devrimci Hareketi'nin en yüksek noktasını işaret eder. Tatar milliyetçileri ne önce ne de daha sonra bu ölçüde devrimci bir dil kullanmadılar. Yığınlar üzerinde ne önce ne de daha sonra böylesine etkin olamadılar.
Sayfa 70 - ELİPS KİTAPKitabı okudu
1918 ilkbaharında Tatar ulusal "burjuva" hareketi yaşamını sona erdirmiş bulunuyordu. Hareketin bir kısım yöneticileri Türkiye ve Almanyaya göç ederken, bazıları da savaş komünizmi sırasında hayatlarını kaybettiler. O tarihten sonra Müslüman milliyetçiliği ve Moskova'nın merkezi otoritesine karşı direniş olasılığı sadece Komünist Parti'nin içinde kendini gösterebilecekti.
Sayfa 80Kitabı okudu
1919'da Sovyet iktidarına katılan Kırgız (Kazak) "Alaş Orda" partisi lideri Baytursun 3 Ağustos 1919'da şunları yazıyordu:
"Kırgızlar ilk devrimi (Şubat 1917) neşe içinde, ikinci devrimi ise dehşet ve korku içinde kabul etmişlerdir. Bunu anlamak kolaydır. Birinci devrim Kırgızları çarlık rejiminin baskısından kurtarmış ve ezeli düşleri olan özerkliğin gerçekleşebileceği umudunu uyandırmıştı. İkinci devrim ise şiddet, yağma, haraç, diktatörce yönetim ve kısaca tam bir anarşiyle birlikte geldi. Eskiden sadece çarlık yönetiminin küçük bir memur grubu Kırgızları ezerken, şimdi aynı insanlar Bolşevik adıyla çevre bölgelerde aynı rejimi sürdürmektedir. Kolçak, çarlık rejimine yeniden döneceğini hissettirdiği için "Alaş Orda" yüzünü Sovyet rejimine çevirmek zorunda kalmış ve yerli Bolşeviklere bakıldığında hiç de çekici olmamasına karşın onu tanımıştı.
Sayfa 105 - ELİPS KİTAPKitabı okudu
Volga, Kama, Sviaga, Sesma nehirlerinin vadilerinde yer alan ve başlıca ulaşım yolları üzerinde ve kentlerin çevresinde uzanan en verimli topraklar, feodallerden ve özgür Tatar köylüsünden alınmış, toprak sahibi soylulara verilmişti. Bu kişiler bölgeye ya kendi arzularıyla gelmişler; ya da İV. İvan tarafından sürgün edilmişlerdi.
Tatarlardan alınan topraklar, daha sonra 1555'te kurulan ve sayısız manastıra kavuşan Kazan Başpiskoposluğu'na verildi. Kazan Başpiskoposluğu, 18. yüzyılın ortalarında dört yüzden fazla köy sahibiydi.
Sayfa 19 - Elips KitapKitabı okudu
Yeni Rus göçmenleri, Urallar'a, Sibirya, Türkistan ve Kafkasya'ya doğru yığınlar halinde kaçan özgür Tatar köylüsünün bıraktığı toprağa yerleşiyordu. Örneğin 1716'da bu köylülere ait 46.841 özel mülkiyetin 19.923'ti terkedilmiş ve Rus çiftçileri, tarafından işgal edilmişti.
Sayfa 20 - Elips KitapKitabı okudu
Müslümanlığa doğrudan doğruya saldırıya geçen Kazan başpiskoposu Monsenyör Lucas Konasevic, 1738 ve 1755 arasında Kazan "hükümetinin" elinde bulunan 536 camiin 418'ini yıktırdı.
Sayfa 23 - Elips KitapKitabı okudu
Komünizme inanmış bir başka Müslüman milliyetçi lider, Kazak Alaş Orda Partisi başkanı Baytursun da kendi yönünden, Komünizmin pederşahi bir göçebe toplumu tarafından kabul edilebileceğine iman ediyor ve şunları söylüyordu:
"Kazak halkı Komünizmi hiç bir güçlüğe uğramadan kolaylıkla kabul edecektir. Hatta Komünizmi bütün öteki halklardan çok önce benimseyecektir. Çünkü Kazak halkının geleneksel yaşam biçimi zaten Komünizme çok yakındır."
Sayfa 112 - Elips KitapKitabı okudu
Sultan Galiyev, Bakü Tatar okuluna öğretmen atandı. Burada, M. Emin Resülzade tarafından yönetilen milliyetçi harekete aktif şekilde katıldı ve Resülzade'nin yönettiği Kaykazskoe Slovo gazetesine Kölke-bas ve Mirsayit imzalarıyla yazılar yazdı.
Sayfa 113 - Elips KitapKitabı okudu
Sultan Galiyev, bir sosyalist devrimin Doğu'da devamlı başarı kazanmasının, henüz tümüyle Müslüman kültür ve geleneklerine uyarak yaşayan bir topluma sosyalizmin ayak uydurabilmesi koşuluna bağlı olduğunu ileri sürüyor, bir başka deyimle bu sosyalizmin ilk aşamada İslamı kollaması gerektiğine işaret ediyordu.
Bu yüzden Sultan Galiyev'in rakipleri onu her zaman bir "İslambirlikçi" olmakla suçlayacaklar ve sosyalist dünya içinde İslam dinini korumaya kalkışmakla suçlayacaklardı.
Sayfa 119 - Elips KitapKitabı okudu
Sultan Galiyev, öteki Rus komünistlerinden farklı olarak İslam'ı yok etmeyi düşünmüyor, onu "laikleştirerek" ya da "manevi değerlerin dışına iterek" sosyalizme giden yolları açmak istiyordu. Ancak bu işlem sırasında Müslümanların kültürleri ve özel yaşam biçimleri zarar görmemeliydi.
Sayfa 120 - Elips KitapKitabı okudu
Sultan Galiyev'in tezlerini anlamak için 'Volga-Türkleri' sözcüğünü 'Müslüman Komünistleri'yle değiştirmek yeterlidir.
Sayfa 124 - Elips KitapKitabı okudu
"Azerbaycan'ın Sovyetleşmesi komünizmin Orta Doğu'da yücelmesi için birinci derecede önemlidir. Eğer Kızıl Türkistan, Çin Türkistanı, Tibet Afganistan, Hindistan, Buhara ve Hive'ye devrimci ışığını saçmışsa, Sovyet Azerbaycan'ı da aynı şekilde, eski ve deneyimli proletaryası ve oldukça güçlü Komünist Partisi'yle (Himmet), İran, Arabistan ve Türkiye için bir kızıl ışık kaynağı olacaktır."
- Sultangaliyev
Sayfa 150 - Elips KitapKitabı okudu
Galiyev " İslambirlikçi" ve 'Türkbirlikçi" davranışlarıyla partideki öbür arkadaşlarının dikkatini çekmişti. Ancak "ideolojik çalışmalarının" suç sayılabilecek bir niteliği yoktu ve dolayısıyla gözden düşmesini gerektirecek bir yanı bulunmuyordu. Sultan Galiyev'in asıl suçu "ihanet"ti. Galiyev, Ryskulov, Adigamov, v.b gibi Müslüman komünist şeflerle "Yasa dışı" mektuplaşarak, Müslüman komünistlerle ve "Partisizlerle" birlikte partinin ulusal politikasına karşı çıkacak gizli bir örgüt kurmayı planlamıştı.
Sayfa 177 - Elips KitapKitabı okudu