Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Fuad Erden

Ali Fuad Erdenİsmet İnönü yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
12
Okunma
1
Beğeni
1.020
Görüntülenme

Ali Fuad Erden Sözleri ve Alıntıları

Ali Fuad Erden sözleri ve alıntılarını, Ali Fuad Erden kitap alıntılarını, Ali Fuad Erden en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çölün kendisi de güzeldi.
Çöl yürüyüş nizamı güzeldi; çölün kendisi de güzeldi: Ta uzaklara kadar uzanan ve güneşte, erimiş altın gibi pırıl pırıl parlayan bir kum deryası. Ufukta, güneşin ışıklarıyla türlü renklere boyanan, mor, eflatun, erguvan, pembe, kızıl... birçok renklerle ışıldayan dağlar... ve hepsinin üstünde bulutsuz, koyu mavi gökyüzü! Tabiatın korkunç güzelliği Sina Çölü'nde görülür. Gökyüzü geceleri harikulade güzeldi, berraktı, mehtap gibi ışık veren sayısız iri yıldızlarla dolu idi ve yeryüzüne yakın görünüyordu. "Origine des cultes - Mezheplerin kökeni" yazarı, dinlerin Arabistan'da doğmasını, orada, gökyüzü geceleri çok berrak ve yakın olduğu için, [bunun] insanlara manevi duygular vermesiyle ve ilhamlar kaynağı olmasıyla izah eder.
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Enver Paşa
Enver Paşa'nın Medine seyahati parlak, debdebeli ve muzafferane olmuştu. Enver'in hayatının doruk noktası İngilizlerin Gelibolu yarımadasını tahliye ettikleri 6/7 Aralık 1331 [19/20 Aralık 1915] gecesidir ve Çanakkale zaferini izleyen Peygamberin kabrini ziyaretidir. Ondan sonra Enver'in yıldızı, Kût-ül-Amare'ye, Galiçya'ya, Romanya'ya, Gazze'lere, Şeria'lara rağmen gitgide alçalacaktı. 1908 yılı temmuz ayında, vatanın semasında gayet parlak bir yıldız doğdu. Bu yıldız 1915 yılı sonunda doruk noktasına çıktı. Ve 1918 sonbaharında sönmeye yüz tuttu. Enver yıldızı on yılda seyrini, hayretler veren harikulade seyrini tamamladı.
Sayfa 226 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Reklam
Nerede abartılı övgüler varsa orada en kötü istibdat vardır
Sayfa 240Kitabı okudu
Türk askerine Arap planı
Arap zabitleri Osmanlı devletini batmak tehlikesiyle karşı karşıya bir gemiye benzetiyorlar ve Arapların, Osmanlılarla beraber mahvolmak felaketine uğramamak için gemiyi vakit ve zamanında terk etmeleri ve kendilerini kurtarmaları gerektiği yolunda propaganda yapıyorlardı. Kıtalarda Arap zabitleri arasında YEMİNLER yapılmakta idi. TÜRK SUBAYLARI bir gece içinde TEKER TEKER öldürülecekler; ihtilal komitesi duruma hâkim olacak; Suriye'nin istiklali ve harpten çekildiği ilan edilecek; Fransızlarla tekli barış ve ittifak yapılacaktı. Çeşitli kaynaklardan alınan haberler birbirini doğrulamakta idi.
Sayfa 87 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Cemal Paşanın Yol İnşa Usulü
Cemal Paşanın yol inşasında uyguladığı usul pek basitti. Yapılacak yolun uzunluğu ölçülür, arazinin hal ve cinsine göre yolun ne kadar zamanda yapılabileceği hesap edilir, her kısmın inşasına belli bir makam veya zat memur edilir, yolun belirlenen zamanda tamamlanması için gereken araçlar bu zatın emrine verilir ve Cemal Paşa ordu erkan-ı harbiyesinden yazılan emrin sonuna şu cümleyi ilave ederdi:" O gün otomobil ile yolu teftiş edeceğim. Otomobil nerede duraklarsa yolun inşasına memur mühendis orada gömülecektir." Yollar belirlenen zamandan önce tamamlandı ve hiçbir mühendis görülmedi.
Sayfa 113Kitabı okudu
Cemal ve Enver Paşalar
Bazı hususlarda Cemal Paşa, Enver Paşanın aksi idi. Enver Paşa mutaassıp ve dindardı. Cemal Paşa mutaassıp değildi ve liberaldi. Cemal Paşa halkın sevgisini kazanmayı isterdi. Seyahatlerde ve teftişlerde, halkın dileklerini önemle inceler ve mahalli hükümetlere emirler verirdi ve camilerde halkın hacetini dinlerdi. Enver Paşa aksine, teftişlerde ahali ile hiç ilgilenmez, onların başvuru ve dileklerini dinlemezdi. Enver Paşanın edebiyatla ve edebiyatçılarla ilişkisi yoktu. Cemal Paşanın ise edebiyatçılarla ve genç yazarlarla yakından teması vardı. Cemal Paşa, savaş bitince Enver Paşanın rolünün de biteceği kanaatinde idi.
Sayfa 337Kitabı okudu
Reklam
Dördüncü Ordu Kurmay Başkanı Ali Fuad Erden anlatıyor:
Dünyamızın en nefis ve en lezzetli hurması Medine hurmasıdır ve Medine’nin taze ve iri hurması yeryüzünün en tatlı yemişidir. Fahreddin Paşa, hurma mahsulünü itina ile toplatır, ambarda saklardı. Bir yıl Erkân-ı Harbiye reisine küçücük bir kutu hediye etmişti. Medine hurmasını pek sevdiğim hâlde, Medine müdafilerinin mâsum hakkı olan bu hurmayı yemeyi vebâl saydım. Ve bir tane almadan, yalnız imrenerek hurmaları seyrettikten sonra, saygı ile aynen iade ettim. Ordudan da bir emir yazıldı: ‘Medine hurmasından dışarı çıkarılmayacak, kimseye tek hurma bile hediye edilmeyecek. Medine hurması tamamen Medine’de kalacaktır.’ Fahreddin Paşa’nın bir zaafı vardı: Medine’nin ve Hicaz cephesinin umumî harp durumu içinde asker sevk etme bakımından ikinci hatta üçüncü mevki bir cephe olduğunu, Hicaz cephesine ne kadar az mümkünse o kadar az kuvvet ayırmak ve Filistin cephesine ne kadar çok mümkünse o kadar çok kuvvet tahsis etmek zaruri olduğunu, takdir etmek istemiyordu…