Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

All About Space

All About SpaceAll About Space - Sayı 1 - 2019/11 dergisi
Dergi
8.6/10
277 Kişi
1.178
Okunma
177
Beğeni
5,9bin
Görüntülenme

All About Space Gönderileri

All About Space kitaplarını, All About Space sözleri ve alıntılarını, All About Space yazarlarını, All About Space yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
UZAY LİMANLARI Kendinizi 1950 ve 1960'larda hayal edin. ABD ve Sovyetler Birliği arasında yaşanan uzay yarışı döneminde uzay sadece hükümetlerin tekelinde gibi görünüyordu. Filmi 50 yıl ileri sardığımızda uzayın artık herkese açık bir yer olduğunu görüyoruz. Ticari uzay şirketleri uzay turizmini hayalden gerçeğe dönüştürmek için harıl harıl
SOLAR ORBİTER - Güneşin kutuplarını incelemek üzere tüm zamanların en cesur uzay görevlerinden biri başladı. European Space Agency'nin (ESA) Güneş görevi Sun Orbiter, 9 Şubatla Florida'dan Atlas V roketi ile fırlatıldı ve Güneş'e olan uzun yolculuğuna başladı. Her ne kadar bu görev ESA kontrolünde gerçekleşiyor olsa da, NASA'dan çok büyük destek gördü. Bu desteğin en başında fırlatma rampası ve taşıyıcı roket geliyor elbette. ESA'nın Cosmic Vision programımn bir parçası olan bu görev Güneş Sistemi'mizdeki tek yıldızı, Güneş'i incelemeyi hedefliyor. Üzerinde 10 adet son teknoloji ürünü ölçüm cihazı bulunuyor. Bu cihazlar Güneş'in taç küresinde (korona) görülen fışkırmalardan Güneş rüzgarlarına kadar her şeyi inceleyecek. Buna ek olarak da tarihte ilk defa Güneş'in kutuplarını inceleme imkânı bulacağız.
Reklam
Sonumuz yakın görünüyor. Elbette görece olarak konuşursak. İnsanlar eliyle gerçekleşecek bir felaket veya bir asteroit çarpması gibi kozmik bir afet Dünya'nm sonunu getirebilir. Bunları bir kenara bırakırsak, yaklaşık 22 milyar yıl zamanımız var. Eğer bu ihtimal uykularınızı kaçırıyorsa bir de şunu düşünün: Aynı zaman dilimi içinde tüm evren de
Curiosity yüzey araştırma aracından gelen bilgilere göre Kızıl Gezegen'deki oksijen seviyesinde beklenmedik değişimler gözleniyor. Curloslty 2012’den beri Mars’ın yüzeyinde geziyor, Dünya’ya Mars iklimi ve jeolojisi hakkında bol miktarda detaylı bilgi yolluyor. Şimdiye kadar gönderdiği verilerin en değerlisi, Mars'ın bir zamanlar hayatı
“Stephen’ın en önemli özelliklerinden biri oldukça politik biri olmasıydı.” “Haklı olarak tüm zamanların en büyük bilim insanlarından biri olarak adlandırılıyor ve bunun birkaç tane nedeni var. İlk makalesi Einstein’ın 1915’te yayımlanan genel görelilik kuramı üzerineydi ve anladığımız kadarı ile bu kuram evrenin çerçevesini tanımlıyordu. Hawking de, bu teoriyi ele alarak zamanın bir başlangıcı olması gerektiğini ispatladı. Temel olarak bu ispatı tezinden kısa bir süre sonra yapmıştı, zira Cambridge deki tekillik teoremi isimli tezinin bir parçasıydı. Hawking daha sonra kara delikler ile ilgilenmeye başladı ve onların tamamen siyah olmadığını kanıtladı. Bir kara deliğin genel yapısı, içine bir şey attığımızda bir daha geri gelmeyeceği üzerine kurulu. Ondan dışarı hiçbir şey, ışık bile kaçamaz. Ancak Hawking bunun aslında böyle olmadığını söyledi. Kara deliklerin bir ısısı olduğunu, parladıklarını ve uzaya radyasyon saldıklarını gösterdi. Buna göre, çok uzun bir süre sonra, yok olmaları kaçınılmazdı. Buna Hawking radyasyonu adı verildi. Hawking bir sonraki adımda bizi Einstein’ın görelilik kuramını ispatlamaya götürdü. Evreni anlamımızı sağlayacak teoriyi bulma umudumuzu körükledi. Zamanın Kısa Tarihi’nin sonunda bunu muhteşem bir şekilde ortaya koymuş ve “eğer tüm bunları öğrenirsek, tanrının aklından geçenleri okuyabiliriz’’ demişti. Elbette burada doğadan söz ediyordu, zira Hawking dindar biri değildi. Einstein da benzer bir şekilde konuşurdu. İkisi de evrenin altında yatan bir fikir, bir düzenlilik ve bir güzellik olduğuna inanıyordu.
STEPHEN HAWKİNG Stephen Hawking'in hayatı üzerine yayınlanan tüm çalışmaların iki yüzü oluyor. Ön planda modern fizikte eşsiz olarak nitelendirilen bilimsel çalışmaları var elbette. Hemen arkasından da bu bilim insanının "kendisi" geliyor. Tekerlekli sandalyeye mahkûm bedeni ve bilgisayar tarafından üretilen sesi ile... İkisi birleştiğinde bedeninin sınırlarından kurtulup yıldızlar arasında süzülen bir Hawking ortaya çıkıyor ve onun hikayesi mümkün olan tüm dezavantajlara rağmen büyük bir zaferin nasıl kazanıldığının hikayesi aslında. İnsan ve bilimi ayırmak mümkün değil.
Reklam
98 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Türkiye'nin aylık periyotta yayınlanan ilk Uzay Bilimleri ve Astronomi dergisi olan All About Space, öncelikle kozmolojik olaylara, astronomik ipuçlarına ve astronomik keşiflere odaklanan popüler bir bilim dergisi. Dergi, çarpıcı görüntüler ile her yaştan okuyucuya bilgi ve ilham vermek için Güneş Sistemi'nden muhteşem bir yolculuğa çıkarıyor
All About Space - Sayı 3 - 2020/03
All About Space - Sayı 3 - 2020/03All About Space · Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama · 202055 okunma
UZAYDAKİ AKILLI YAŞAM FORMLARININ BİZİMLE İLETİŞİM KURMASI VEYA BİZİ ANLAMASI MÜMKÜN MÜ? Sohbet, çok yakın olmadıkça, pratik değildir. Nedenini anlamak için Samanyolu’nun bir milyon uzaylı toplumla dolu olduğunu hayal edin. Bize en yakın olan, yaklaşık 100 ışık yılı uzaklıkta olacaktır. Bu kozmik komşulardan bir sinyal tespit edersek ve mikrofonu alıp bir soru sorarsak, yanıtın gelmesi en az 200 yıl sürecektir. Bu yüzden konuşmaya güvenmeyin. Peki, aldığımız sinyali anlayabilecek miyiz? Bu, Julius Caesar’ın 2000 yıl önce kaleme aldığı metinleri okumanın, onunla konuşamıyor olsak bile, yine de ilginç olmasına benzer. Uzaylılar onları anlamamızı isterlerse, tıpkı çocuk kitapları yazarlarının yaptığı gibi, bu işi basitleştirmeli. Bazı insanlar, Dünya dışı varlıkların, müzik veya matematik kullanarak mesajlarını bizim için basitleştirebileceğini ileri sürdü çünkü bunlar ikimizin de bilebileceği şeyler. Ancak açıkçası matematikle veya melodiyle iletişim kurmak kolay değil, mesela ailenizi müzikle nasıl tanımlayacaksınız? Muhtemelen daha iyi bir strateji, bize çok fazla bilgi göndermektir. Bu, Maya yazıtlarını ve hatta Mısır hiyerogliflerini çözmeye çalışan araştırmacıları taklit etmemize olanak tanıyacak. Çalışmaya, metinde tekrarlayan karakterleri arayarak başladılar. Gerçekten uzun bir mesajda, bol miktarda tekrar olacaktır. Uzaylıların ne dediğini anlamak istiyorsak, bize gigabaytlarca veri göndermelerini ummalıyız.
GALAKSİLERİN DÖNDÜĞÜNÜ NEDEN GÖRMÜYORUZ? İnsanlar galaksilerin dönme hareketini fark etmezler çünkü galaksiler hayal edilemeyecek kadar büyüktür. Galaksiler o kadar büyüktür ki, bir dönüşü tamamlamaları çok uzun zaman alır. Örneğin, galaksimizin Güneş’e göre bir tam dönüşü tamamlaması 240 milyon yıl sürüyor. Bir galaksinin dönüş hızı son derece yavaştır. Galaksimizdeki yıldızlar, galaksimizin merkezine göre saatte yaklaşık 804.672 kilometre hızla hareket etseler de galaksi o kadar büyüktür ki, yine de bir turu tamamlamak için yüz milyonlarca yıl geçmesi gerekir. İnsanlar, konum ve yönelimdeki milisaniyelerle veya saatlerle ölçülebilecek değişimleri içeren hareketleri fark edecek şekilde inşa edilmiş gözlere ve beyinlere sahip, kesinlikle milyonlarca yıl değil. Galaksiler, insanların hareketlerini fark edemeyecekleri kadar yavaş dönüyor.
MERKÜR VE VENÜS’ÜN NEDEN UYDUSU YOK? Gezegenlerin etrafında, yörüngedeki cisimlerin kütleçekimsel olarak bağlanabildiği bir bölge bulunuyor. Gezegen biliminde buna, adını 19. Yüzyılda Ay’ın yörüngesini çalışan Amerikalı astronom George Hill’den alan “Hill küresi” adı veriliyor. Hill küresinin boyutu, bir gezegenin Güneş’e kıyasla ne kadar büyük olduğuna ve Güneş’e ne kadar yakın olduğuna bağlı. Bağlı herhangi bir cisim, Hill küresinin içindeki bir yörüngede dolanmalı. Ancak yörüngesinin “sabit” olması için Hill küresinin yarıçapının yaklaşık üçte birinden daha yakın bir yörüngede bulunması gerekiyor. Bu nedenle, tüm uyduların Hill küresinin yarıçapının yaklaşık üçte birinden daha yakın bir yörüngede dolanmasını bekliyoruz. Uyduların nerede bulunabileceği ile ilgili başka kısıtlamalar da bulunuyor. Dünya’nın uydusu Ay, Dünya ile etkileşime giriyor ve gelgitler yaratıyor ve bu da Ay’ın yörüngesini kademeli olarak değiştiriyor. Gezegenimiz kendi ekseni etrafında, Ay’ın bizim etrafımızda dolandığı süreden daha kısa bir zamanda döndüğü için (gün, aydan daha kısadır) bu etkileşim, Ay’ı bizden her yıl yaklaşık dört santimetre uzaklaştırıyor. Daha yavaş dönen Merkür veya Venüs’ün çevresinde bir uydu için bunun tersi olacaktı ve uydunun yörüngesi kademeli olarak daralacaktı. Aynı şey Mars’ta da oluyor. Uydusu Phobos’un yörüngesi daralırken, diğer bir uydusu, Deimos yavaş yavaş Mars’tan uzaklaşıyor.
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.