Şimdi ben, Türk dil kurumunun yasal sitesine göre; ev yönetimi beceresi olan hizmetçi, kötü yola sapmış esnaf ve flört etmeye hazır bir müsait olarak, regl olmuş kirliyim... Tek becerim ev yönetimi ama ben evde bile değilim.
Kadınlardan korkuyorum evet bazen çok korkuyorum, birçok adam gibi korkuyorum. Dediklerini yapacak güçte, ah ile taş çatlatacak kudrette olduklarını biliyorum çünkü. Sezgileri, bedenleri, nefesleri, yemekleri, rüyaları ile bile bizi şifalandırmaya gelen bu dişi elçileri yok saydıkça, onlar da kanatlanmış ışıklı tanrıçalardan, karanlıkta bırakılmış cadılara dönüşüyorlar. Medusa'lar, Kasandra'lar, Lamia'lar çoğalıyor ya da Kızıl bir denizde Lilith kadar yalnızlaşıyor.
Bir kadının kendinden vazgeçişini anlamak için mutfağında pişirdiği yemeklere bakmak lazım. Sen sen ol vazgeçme sakın kendinden. Sonra dönecek bi kendi bulamıyor insan!
Bir kadının kendinden vazgeçişini anlamak için mutfağında pişirdiği yemeklere bakmak lazım. Sen sen ol vazgeçme sakın kendinden. Sonra dönecek bi kendi bulamıyor insan!
Banu Başeren ve Altun Çiçek Çalasın bir olup, tarihte siz erkeklerin erkek kahramanları yok sadece biz de vardık hep de olacağız diyerek çalmışlar sazı. Buna binaen birkaç ülkenin mitolojik kadın kahramanlarından tutun dünyaya aslında mal olmuş da farkedilmeyi bekleyen kadın öncüleri,kahramanları derleyerek kitap haline getirmişler.Bir de tüm bu kadın güzellerin içinde bir de erkek güzeli olarak Özgecan Arslan' ın babası Ahmet Arslan da var.
Her şey bir yana da, okursanız siz de göreceksiniz gerçi, adı duyulan her kimsenin tek bir ortak yönleri var ki o da kendisini yaşamaları. Bedelini çoğunlukla yalnızlıkla, eziyetle, içlerine ölüm ekile ekile ödeseler de hiçbiri kendini sürmekten vazgeçmemiş. Ayrıksı otu olmalarına gülümsemiş bu kişiler. Sanırım hayatın en büyük düşmanı da bu, kendine benzetilemeyenler ordusu. Gerçi hepimiz soyunduğumuz an bir olduğumuzu görüp, aynılığımıza şaşıracağız. Şaşıracağız da o vakte kadar siz siz olmaktan vazgeçmeyin olur mu?
Sağlıcakla...
Ben sadece en sevdiğim insanı mutlu etmek, onun isteklerini yerine getirmekle yükümlüyüm. En sevdiğim insan beni dünyaya getiren ya da dünyaya getirdiğim insan değil. En sevdiğim insan bizzat ben kendimim.
Banu BAŞEREN