Andrey Bitov (27 Mayıs 1937), Leningrad/Petersburg’da doğdu. Bitov’un çocukluğu 1940’lı yıllardaki Nazi işgali döneminde geçti, savaş nedeniyle aile Urallara, daha sonra Taşkent’e taşındı, böylece Bitov çocukluğunda Kafkaslarla tanıştı. 1957 yılında Leningrad Dağ Enstitüsü’nün Jeoloji Fakültesi’ne girdi. Yazmaya öğrencilik yıllarında başladı. İlk öyküleri Genç Leningrad dergisinde 1960 yılında yayınlandı. Bu hikayeler daha sonra “Büyük Balon” (1963) adlı kitapta yer aldı. 1965 yılında SSCB Yazarlar Birliği’nin bir üyesi oldu.
1967 yılında Moskova’da ilk kitabı “Daça Semti” adıyla çıktı, onu “Aptekarski Adaları” (1968), “Ermenistan Dersleri” (1969), “Yaşam Tecrübesi” (1972), “İnsanın Günleri” (1976), “Yedi Yolculuk” (1976) izledi. Samizdatta dolaşan ve Sovyetlerde yayımlanamayan “Puşkin Evi’”nin ABD’de yayımlanmasından ve 1979 yılında “Metropol” adlı sansürsüz derginin kuruluşunda yer almasından sonra, Gorbaçov’un dönemine kadar yayın yapamadı. Perestroykadan sonra, 1986 yılında “Gürcü Albümü”, “Peyzajdaki İnsan” ve “Romandan Makaleler”; 1987 yılında “Uçan Keşişler”; “Ağaç” ve “Yağmurdan Sonraki Perşembe” (1997) adlı kitapta şiirleri; son romanı “Simetri Öğretmeni” 2008 yılında yayımlanmıştır.
#okudumbitti
Kafamdaki fosfor da bitti ama. Hepsini Andrey Bitov’un labirentlerinde tükettim.
Helâl ü hoş olsun
Pencereden içeri giren rüzgârın eşliğinde kâğıtların uçuştuğu bir enstitü odasında bir ceset. Cesedin elinde bir tabanca. Tabancanın namlusuna sıkıştırılmış bir sigara izmariti.
Roman böyle açılıyor ve böyle kapanıyor. Ne kadar
Rusya’da postmodern romanın ilk örneği olarak bilinen Puşkin Evi, yıllarca ülkesinde yasaklıydı.
Genç filolog Leva Odoyevtsev’in, Puşkin Evi adıyla anılan Rus Edebiyat Enstitüsü’nde görevli olarak nöbete kaldığı bir Ekim Devrimi kutlaması gününü merkeze alan roman, onun yaşamöyküsüyle birlikte polisiye bir 20. Yüzyıl Rusya Tarihi gibi gelişir. Votka, düello, tütün ve edebiyattan aşka, bürokrasiden antisemitizme dek bolca entelektüel tartışma...
Puşkin EviAndrey Bitov · Yapı Kredi Yayınları · 201521 okunma
Kendimce oluşturduğum çeşitli yüzyılların başyapıtları listem var. 20. yüzyılın ilk yarısı çok verimli olsa da ikinci yarısı için listem çok kısaydı. Puşkin Evi o listeye girerek beni hem şaşırttı hem sevindirdi. Modern Rus edebiyatı hakkında pek bir bilgim yok, Bulgakov’dan başka konuşacak bir şeyim yok diyebilirim. Bitov bu konuda utanmama neden oldu.
Puşkin Evi, metafictionın en başarılı örneklerinden biri. Göndermeleri, yeniden yorumu, kurgusuyla eksiksiz bir roman. Bitov Rus mirasını olabilecek en güzel şekilde kullanmış. Bölümlere Rus klasiklerinin isimlerini veriyor. Babalar ve Oğullar başlığını görünce Turgenyev diye gözlerim ışıldadı. Bölümü bitirince başlı başına bir bildungsroman olabileceğini fark edinceyse daha çok heyecanlandım. Aynı şekilde Zamanımızın Bir Kahramanı ve Fakir Atlı bölümleri de ritmini hiç kaybetmeden devam ediyor. Yalnızca göndermeler ve deneysel oyunlarla süslenmiş bir roman olmaması benim için en önemlisiydi. Yazar anlatıcıyı, perspektifi, bölümleri her şeyi parçalayıp değiştiriyor -hatta karakteri roman kurgusunun dışında da yaşatıyor- ama bunu edebiyattan ve kurgudan eksik bir şekilde yapmıyor. Biçem ve yenilik niyetiyle kurgu ve anlamın yok sayıldığı postmodern romanlardan olmamasıyla beni fethetti. Başyapıtlar listeme hızlı bir giriş yaptı Puşkin Evi.
Puşkin EviAndrey Bitov · Yapı Kredi Yayınları · 201521 okunma