Augusto Forti sözleri ve alıntılarını, Augusto Forti kitap alıntılarını, Augusto Forti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın sömürülmesinin yeni değişkenleri, yalıtılma, ayrı tutulma, yalnızlık, ihmal edilme ve dışlanmadır. Modern dünyada sömürülenler, topluluk hayatının kıyısında kalanlar, topluluk hayatları tükenenlerdir.
Tarih, her ne kadar bilimsel değerlendirmeden geçmiş olsa bile birbirinden ayrı olguların basit bir sıralanışı değil, tutarlı bir yorumsal anlatıdır ve öyle olmalıdır.
DNA'nın yapısının keşfi, genetik kodun çözülmesi ve mutasyonlar yaratan metotlar, hücre ve zar biyolojisinde kaydedilen ilerlemelerle birlikte hayatın kavranılması ve hatta değişikliğe uğratılması açısından yeni imkanlar sağlamaktadır.
Bilgi iktidardır: üretme, öngörme ve önleme iktidarı. Bu bilgiyi insanlığın yararına uygulamak dirayettir. Bilgi ve dirayet daha iyi bir ortak geleceğin iki temel direğidir.
Japonya kendine olan güvenini yeniden kazanmak ve yeni değerlerle amaçlardan hareketle yeni bir toplum ve ekonomi inşa etmek zorundaydı. Bu bakımdan Amerika Birleşik Devletleri'nden büyük yardım gördü ve askeri harcamaların yükünü büyük ölçüde sırtından attı.
İnsanlık tarihinin tamamı bastırılmış bir seçkin grubunun iktidar seçkinlerine karşı çeşitli araçlar yoluyla giriştiği süregiden mücadelesinden başka bir şey değildir.
Bruno evrenin, üzerlerinde hayat bulunan sayısız gezegen sistemleriyle dolu ve sonsuz
olduğuna inanıyordu. Ayrıca, Bruno mutlak hakikatin var olmadığını ve bir kimsenin dünyaya ilişkin algısının zaman ve uzam içerisinde işgal ettiği yere bağımlı olduğunu iddia ediyordu:
Bunlar modern bir bilim adamının kavramakta
zorlanmayacağı, ama Bruno'yu Kilise'yle çatışmaya sürükleyecek iki yeni anlayıştı.
İktidardaki insanlar ancak bilimsel kültürün sağladığı araclar hizmetlerine sunulduğu ölçüde yaşayabilir, savaşabilir ve gerçekten güçlü olabilirler. Bilim adamı iktidara yakın bir konumda olma ve araştırmalarını yürütebilmek için ihtiyaç duyduğu maddi araçlara sahip olma karşılığında özerkliğinden vazgeçmiştir.
Manhattan Projesi'nin önde gelen fizikçisi Robert J. Oppenheimer, teknik güçlükleri ileri sürerek hidrojen bombasının yapılmasına destek olmayı reddetmişti. Bunu yaparken kişisel ahlaki tereddütlerini belli teknik bahanelerin ardına gizlemekteydi.
Tüm hareketler arasında bir bağlantı olduğunu varsaymak zorundaysak ve genel bir yasadan ötürü bir hareketin daima bir önceki hareketten doğmuş olması gerekiyorsa ve ezeli atomların bu hareketten sapması gerekiyorsa, o vakit mukadderat yasasını çiğneyen yeni bir sonuç ortaya çıkmıyor mu? Durum böyle olmasaydı insanlar önceden belirlenmiş bir kaderi nasıl değiştirebilir, nasıl akıllarına estiği yere gidebilir ve istedikleri gibi davranabilirlerdi?
Kilise yasak kitaplar dizinine Descartes'ın tüm eserlerini dahil etmişti. Külleri İsveçten Fransa ya getirildiğinde matematikçi Jacobi, her şeye rağmen bu büyük adamın canlısından ziyade küllerini sahip olmanın daha hayırlı olacağı yorumunu yapmıştı.
Daha iyi yaşayabilmek için daha iyi anlamak tabiri, bilimin hepimizin hayatlarına yaptığı temel katkıyı isabetli bir şekilde özetliyor. Yazık ki bilim aynı zamanda kimi insanlar tarafından, sanki oldukları politik kurallar yetmemiş gibi bir de düzen ve hiyerarşileri haklılaştırmak için de kullanılabilir.