Latinceden dilimize geçen ultra kelimesi, "normal ve alışılmış olanın ötesinde" anlamını taşır. Bu açıdan bakınca ultramaraton yarışları, maraton mesafesi olan 42.195 metreden daha uzun koşulara verilen isimdir.
Koşan birine sorulabilecek belki de en zor soru "Neden Koşuyorsun?" sorudur. Çoğu zaman koşucu bu soruyu net olarak cevaplayamaz çünkü koşmayan birine bunu nasıl anlatacağını bilemez.
İlk bakışta uzun mesafe koşanların sağlık için koştukları zannedilir fakat bu çok yanlış bir düşüncedir. Evet ben de dahil olmak üzere bir çoğumuz koşuya "daha sağlıklı yasamak için başlamış olabiliriz ama koşanların çoğu sağlık için değil koşmanın hayatlarına kattığı diğer zenginlikleri kaybetmemek için devam
ederler.
Aykut Çelikbaş, 33 yaşında 100 kg. ağırlığında koşuya başlamaya karar vermiş ve 2014 yılında dünyanın en zorlu parkurlarından biri olan Spartathlon'da 240 km'yi 34 saatin altında koşan ilk Türk olma başarısını göstermiş bir sporcu. Yazmış olduğu kitabında, kapakta belirtildiği gibi uzun mesafe koşu yapacaklara kılavuz olabilecek nitelikte tavsiyelerini ve tecrübelerini okurları ile paylaşmış. Her biri altın değerinde.
Beslenme, antreman, yarış psikolojisi gibi bir çok konuda güzel bilgiler var. Ne yazık ki bu kitabı stoklarda şu an için bulamayacaksınız. Kendi sitesinde belirttiği üzere ikinci baskı çalışmalarına devam ediliyor. Şunu da belirtmek isterim ki kitaba ulaşamadığımı kendisine mail ile ilettiğimde, bu konuda açıklama yapma inceliğini gösteren harika bir insan Aykut abi.
Eğer trail (arazi) koşusuna yönelmek üzereyseniz ve 30 K üzeri mesafeleri koşmayı kafanıza koyduysanız okumanız şiddetle tavsiye edilir.
İyi koşular,