Kitabı okumadan önce Şehid Bilal'i bir ezgide tanıdım sonra o ezgiyi sürekli dinlemeye başladım ve en sevdiğim ezgi oldu..
Ezgiyi de sürekli dinlediğim için bir arkadaşım beğeneceğimi düşünerek kitabı okumamı istedi. Başladım kitabı okumaya kitap okadar sürükleyici ki birde yaşanmış olunca daha çok merak ediyorsunuz diğer sayfaları ve hiç bitmesin istiyorsunuz ama bitiyor..
Gelelim Şehid Bilal'e;
Bilal'in Allah'a olan aşkı, şehid olma arzusu bende çok etkiler bıraktı.. Ne mutlu Bilal'e ki o şimdi tahtından Rabbine gülümsüyor birçok kişiye nasip olmayan şehadet ona nasip oldu..
Allah şehadetini kabul eylesin Ey Şehid..
(Allah şehadeti, canı gönülden isteyene nasip ediyor tıpkı Bilal'e nasip ettiği gibi..)
Bu kitap tüm şehid olmak isteyenlere..
Kitap, sıradan bir roman değil, yaşanmış bir kıssa. Kıssayı yazanlar, aynı duyguları kendi sinesinde yaşayanlardır. Kıssaları anlatanlar, sonraki nesillere, bayraktarlık yapanlardır. İşte Ayşe Şimşek, bir şehadet bayraktarı. Gönlünde taşıdığı şehadet bayrağında bugün Şehit Bilal'i dalgalandırıyor. Şehit Bilal'in anısına bir destan yazıyor. Vuslatın ardı sıra..
Ne mutlu Bilal'e! Beton yığınlarının arasında ruhsuz bir yaşama razı olmadı; pörsümüş bir hayatı bıraktı ve dipdiri bir yaşamı seçti!
Vuslatın ardı sıra'yı bir roman gibi değil, şehadete doğru kutlu bir çağrı olarak okumak ve kelimelere yüklenen duyguları solumak lazım.
Şehadet kutlu bir yarıştır, önce çıkan kazanır. Azmeden, sabreden, nefsini yenen ve dünya heveslerini gönlünden silen finale ulaşır. Ama geç kalan, yollarda oyalanan, gözü hâlâ dünyada kalan bu yarıştan geri kalır.
İşte Şehit Bilal, vuslatın ardı sıra bu kutlu yarışa önce çıkanlardan ve ilk varanlardan biri; dünyayı dünyada bıraktı, yola çıktı ve kazandı! Zaten gönlünde bu aşk vardı; şehadet inkişafını tamamladı.
Şehadet bir çağrıdır; nesillere, çağlara..
"..Bilal öldü derler ise sakın inanma ana
Bilki ben şehid olmuşum şehidler ölmez ana.."
Bu ezgiyi hep dinlerdim. Bir hikayesinin olduğunu bilmiyordum. Bir anda tanıdım.
Afgan cihadının ilk şehidi Bilal Yaldızcı..
Kitap annesinin dilinden anlatılmış. Şehidin yazdığı günlüklerinden alıntılar da var kitapta..
Kitapta yer yer altını çizdiğim yerler oldu. Onlardan biri " Şimdiye kadar İslam'ın edebiyatını yapan bizler, artık gerçeğe yönelmek zorundayız. Gerçek ne kadar acı olsa da.." Ailesine gönderdiği mektuptan bir parça..
"..Ölüm kokusunu duyunca insan telaşlanıyor. ' İşte bu ibadeti yapamadım, işte şu olmadı vs. Hiç demiyor ki ' evimin badanasını yaptırmadan gideceğim, tüh şu masa örtüsünü yapmadan gidiyorum'.."
Rahmetle..