Kitabın konusu çok ilginçti. Olaylar içerisinde bir yerlerde kırılma olacağını hissedip beklemekteydim ama beklediğimden daha büyük bir kırılma oldu. Urlada bir üzüm bahçesi sahibinin iki çocuğundan küçüğüydü Lâle. Ailesi ile yaşadığı olumsuzluklar sebebiyle ailesini terkedip 4 yıl sonra ailesinin yanına ziyaret için geri döndü. Orada öğrendikleri Lâle’nin bildiklerinden ve düşündüklerinden fazlaca farklıydı. Lâle’nin başına gelenlerin çoğunun özellikle Asaf’ın bir hayal olması beni büyük şaşkınlığa uğrattı. Birkaç olaydan şüphelensemde olayın çocukluğuna dayandığını öğrenmek bayağı değişikti… Çok güzeldi diyemem ama şaşırtıcıydı…
AteşbazAyşe Yılmaz · Dokuz Yayınları · 201516 okunma
“Oysaki sen, Allah’tan istemeye yüzüm olmayacak kadar güzeldin. Ben ise hiç bu kadar sevap işlememiştim. Bak gözlerimin önündesin. Söyle şimdi, böyle bir rahmete ben nasıl inanmayayım?”
"Gördüğüm en güzel düș, en korkunç uyanıştı Asaf. En karanlık gece; en aydınlık gündü. Üşüdüğüm en çetin kış, yandığım en sıcak yazdı."
Sanırım kitapta geçen bu cümle tüm kitabın özeti hükmünde. Zira varlık ve yokluk arasında yaşanan üzücü bir hayat. Kitap ilk başta pek sarmasa da oldukça ilginç bir konuya sahip. Sonunu biraz olsun tahmin etmiş olsamda kitap açısından mutlu son olmasa da benim açımdan güzel bitti. Sanıyorum ki okuduğum ilginç konular kategorisinde ilk sıralarda olacak bu kitap.
AteşbazAyşe Yılmaz · Dokuz Yayınları · 201516 okunma