Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ayşen Uysal

Ayşen UysalSokakta Siyaset yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
9.0/10
3 Kişi
15
Okunma
1
Beğeni
1.071
Görüntülenme

Hakkında

1973’te İzmir’de doğdu. 1995 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra, aynı üniversitede Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi anabilim dalında yüksek lisans derecesini aldı. 1999 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Paris’e gitti. Paris I Panthéon- Sorbonne Üniversitesi’nde ikinci yüksek lisansını tamamlamasının ardından, 2005 yılında aynı üniversitede Siyaset Bilimi doktoru unvanını aldı. 2010 yılında doçent oldu. Tarihsel Sosyoloji. Stratejiler, Sorunsallar ve Paradigmalar (Ferdan Ergut ile birlikte, 2007) ile Siyasal İslam ve Liberalizm (2009) başlıklı kitapları derledi. Particiler. Türkiye'de Partiler ve Toplumsal Ağların İnşası (Oğuz Toprak ile birlikte) kitabı 2010 yılında İletişim Yayınları'ndan çıktı.Toplumsal hareketler, polis ve siyasal partiler konularında uluslararası ve ulusal dergi ve kitaplarda çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Halen Dokuz Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde öğretim üyesidir.
Unvan:
Yazar
Doğum:
İzmir, 1973

Okurlar

1 okur beğendi.
15 okur okudu.
13 okur okuyacak.
Reklam

Çevirdiği Kitaplar

Tümünü Gör

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
"Sokakta tek bir insan gibi yürümüyoruz; her birimiz kafalarımızda çok farklı gerekçelerle gösterilere katılıyoruz -Favre
Buna sürü psikolojisi mi diyoruz :)
Insan kitle içinde, tek başınayken fren­ lemek zorunda kaldığı içgüdülere kendini bırakır ... Yalnızken edepli, aydın bir kimse iken, kitle halinde içgüdüleriyle hareket eden bir mahluk, yani bir vahşidir" (Le Bon, 1999: 26). Kitle, "vahşilik" dışında birtakım özelliklere de sahiptir: zeka yoksu­nu, "kadın karakterinde", bir "sapkınlık hali" ve nihayetinde de "yıkıcılık" ile özdeş. Le Bon kitlelerin zeka yoksunluğu ve irrasyonelliği konusunda işi en uç noktalara kadar götürür: ona göre kitle içinde bir bilim insanı ile bir ahmak eşit hale gelir.
Ankara'da eylemler 2000'li yıllann ilk yansında istikrarlı bir biçimde sürekli artar. Diğer beş kentte görülen iniş-çıkışlara Ankara'da rastlanmaz. Bunun en temel nedenlerinden biri, An­kara'nın başkent olmasından ötürü, otoritelere sesini duyur­ mak isteyenlerin temel adresi haline gelmesi. Dolayısıyla, sade­ce Ankara'da yaşayanların değil, Türkiye'nin başka kentlerin­ den gelip sesini duyurmak isteyenlerin de en önemli adresi ol­ma özelliğine sahip.
Devlet protesto eylemi düzenler mi? Türkiye örneğin­ de düzenliyor. 1990'lı yıllarda "terörü tel'in" mitingleri biçiminde devlet ön­cülüğünde kitlesel eylemler düzenlendi. 2000'li yıllarda devlet eliyle düzenlenen eylemler başka biçimler aldı. Bununla birlik­te "terörü lanetleme" eylemleri bu kategoride önemini koru­du. Bazı dönemlerde ilköğretim öğrencileri bizzat Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönlendirmesi ile PKK karşıtı eylemler yapmaya teşvik edildi. Bir diğer örnekte, 15 Mayıs 2011'de Batman Vali­liği, Mersin'de Nevruz kutlamaları sonrasında Türk bayrağı ya­kılmasını protesto etmek amacıyla 5.000 kişinin katılımıyla bir yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte saygı duruşu, istiklal Marşı oku­ma gibi performanslar sergilendi. Protesto eylemlerinde devletin bazı sektörleri de bizzat dü­ zenleyici aktör olarak görev alabilmektedir. Örneğin 6 Nisan 2009'da Hakkari'de askerler Demokratik Toplum Partisi'nin "çöp toplamadaki yetersizliğini protesto etmek amacıyla" bir yürüyüş düzenledi. "Bölücülük yapma, işini yap" yazılı döviz­ler taşınan bu eyleme 500 asker katıldı.
Sayfa 164Kitabı okudu
Charles Tilly'e göre, modernleşmenin ortaya çıkardığı büyük yapısal değişimler kolektif hareketleri etkiledi. Özellikle ulus-devletin ortaya çıkmasıyla kolektif ha­ reketlere taban oluşturan örgütlenme modellerinde değişiklik­ ler meydana gelirken, örneğin, dayanışma esasına dayalı toplu­luklar yerini gönüllülük esasına dayanan derneklere ve kuru­luşlara bıraktı (Tilly, 1978: 143 vd.).
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok