Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Biyokimya ve Klinik Biyokimya uzmanı olup, hâlen Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapmaktayım. Akademik ilgi alanlarımdan birisi de fitoterapi yani bitkilerle tedavi.
Eğer son 20 ya da 30 yılınızı bir huzurevinde, kırılmış bir kalça ile bir bastona dayanarak, oraya niçin geldiğimizi unutarak ve her yemekte bir sürü ilaç yutarak geçirecekseniz 125 yaşına kadar yaşamanın hiçbir anlam yoktur.
"Danimarka Kopenhag Üniversitesi'nde menopoza girmiş kadınlar üzerinde yapılan bir çalışmada 6 ay boyunca besinsel takviye olarak üzüm çekirdeği verilmiş, bu süre sonunda, araştırmaya katılmış kadınların, yüz, göz ve ağız çevresi kırışıklıkları ile gözaltı morluklarinın ve değişik renklerdeki lekelerinin belirgin olarak azaldığı, üzüm çekirdeği kullanımının deri yaşlanmasını
azalttığı, cildin daha sıkı ve elastiki özellik kazanmasına katkıda bulunduğunu tespit edilmiştir."*
*Skovgaard GR, Jensen AS, Sigler ML.Effect of a novel dietary supplement on skin aging in post-menopausal women. Eur J Clin Nutr. 2006: (10): 1201-1206.
Ülkemizde üretilen üzümlerin yüzde 3'ü
şaraplık ve sirkelik, yüzde 37'si kurutmalık, yüzde 23'i sofralık ve yüzde 37'si de pekmez, pestil, şeker sucuğu ve şıra gibi ürünlerin yapımında kullanılmaktadır.
Kesinlikle iyi ki okudum diyebileceğim kitaplardan biriydi. Her şeyden önce üzüme olan bakış açım değişti, artık üzümü daha değerli bir meyve olarak görmeye başladım ve kesinlikle bundan sonrası için üzüm tüketimim daha artacaktır.
Kitap önce üzümün kısa bir tarihiyle başlamış; Türkiye'deki konumuna, öne çıkan üzüm çeşitlerine (Yapıncak, Papaz