En Beğenilen Bahattin Ayhan Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Bahattin Ayhan sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Bahattin Ayhan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tapınakların toprak altına gömülmesi de ritüelin bir parçasıdır. Kanlanmış kemikler yeniden ete-toprağa kavuşur ve insan, saygısızca girdiği toprağın bağrını keserek açtığı yarayı kapatarak toprağı yeniden doldurur.
Sayfa 92Kitabı okudu
Çok iyi bilinen bir gerçek de oydu ki insan Güneş’e tutkundu.
Sayfa 121Kitabı okudu
Şeyh Şamil
Çerkes-Rus savaşı denilince akıllara Şeyh Şamil gelir. Şeyh Şamil Dağıstan ve Çeçenistan bölgelerinde Ruslara karşı 25 yıl süren bir savaşın kahramanıdır. Savaş cihat ve gaza hedefli dinsel bir savaştı. Şeyh Şamil kahramanca savaştı fakat 1859'da teslim olmak zorunda kaldı. Silahlı güce sahip Ruslar karşısında, silah ve insan gücü bakımından çok yetersiz olan Şeyh Şamil kuvvetlerinin yenilmesi de doğaldı.
Sayfa 145 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı
Ne yazık ki Osmanlı hoşgörüsü milliyetçi etnik gruplar tarafından sona erdirildi, yerini isyanlara, katliamlara, sürgünlere bıraktı. Rumeli'nin sınırları yeniden çizildi, ulus devletler ortaya çıktı.
Sayfa 61 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Bektaşîlik
Tarikat Horasan Erenlerinden Türkistan Pîri Hoca Ahmet tarafından kurulan Yesevîliğin öğretilerini Anadolu'da yaymak üzere Hoca Ahmet Yesevî müritlerinden olan Hacı Bektaş Veli tarafından kuruldu. XVI. yüzyılda ise Balum Sultan tarafından kurumsallaştırıldı. Anadolu, Balkanlar, Azerbaycan ve İran'da taraftar buldu. Hümanist esaslı bir öğreti olan Bektâşîliğin odağında insan vardır. Tarikatın kurallarına uyan herkes Bektâşî olabilir. Etnik esaslı değil evrensel esaslıdır. Hacı Bektaş Velî çevresine bir takım görevliler almış, bunların bir bölümünü kimi yerlere görevlendirerek göndermiş, oralarda "aydınlatma/irşat" çalışmaları yaptırmıştır. Özetle Bektâşîlik: Anadolu ve Balkanların Türkleşmesinde, halkının Müslüman olmasında büyük rol oynamıştır. Rumeli'nin tamamı Sunnî mezhep olan Bektâşîliği benimsemiştir.
Sunnî bir yapıya sahip olan Bektâşî geleneği, Bektâşîliğin Hacı Bektaş Velî'den sonra gelen ismi olan Balım Sultan'ın Dimetoka'dan Kırşehir'e geçmesiyle bu yapıdan ayrılmıştır. 1826 yılına kadar süren bu yeni yapı ve form, özellikle Yeniçeri Ocağı'nın sorun haline gelmesiyle II. Mahmut tarafından adına "Vaka-yi Hayriyye" denilmek suretiyle kapatılmak kaderini yaşamıştır. Bu karardan sonra kuruluşta gayret ve desteği görülen bu yapının, Anadolu'da ve Balkanlardaki varlıklarının eritilmesi süreci başlamıştır.
Sayfa 49 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Türkler tarihleri boyunca hiçbir ulusu tamamen yok etmemiştir. Avrupalılar ise din savaşları adı altında düzenledikleri Haçlı Seferleri sırasında ayak bastıkları yerlerde yaşayan tüm halkları kılıçtan geçirdiler.
Sayfa 292 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Yunan işgali...
Yunanların yaklaşmakta olduğunu duyan halk; demiryolu veya yaya olarak göç etmeye başladılar. Alaşehir Kaymakamı "Ağıllı boğazında kadın erkeğini arıyor, baba çocuğunu taşıyordu. Malını mülkünü, geride bıraktıklarını düşünen kimse yoktu. Herkes kaçma ve can derdine düşmüş Afyon ve Uşak istikametinde yollara düşmüştü."
Sayfa 164 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Fransız konsolosunun eşi Chantepleure:
"Anadolulular soğuğa, mahrumiyete, en kötü acılara kahramanca bir tevekkülle tahammül ediyorlar. Biri bir kolunu ve iki bacağını yitirmişti. Bedeni zavallı bir kütük... Sadece şöyle diyordu: " Vatanımın, bacaklarıma ve kollarıma ihtiyacı vardı, ben de verdim." "
Sayfa 115 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Rus Politikası
Rus politikasının değişmez eğilimlerinden biri, Kafkasya'nın ve Orta Asya'nın Türkofon popülasyonlarını mümkün olduğunca bölmek ve Türkiye'nin onlarda uyandırabileceği ilgiden uzak tutmak olmuştur.
Sayfa 74 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Haçlı seferleri
Batılı Hıristiyanlar, doğulu kardeşleriyle yeniden birleşerek Türk Müslüman istilacılarını Anadolu'dan püskürtmek için, ilk Haçlı seferi çağrısı 1095'de Papa II. Urban tarafından yapıldı. 200 yıl süren Haçlı Seferlerinin amacı Türk ve Müslümanları yok etmekti. Roma-Bizans İmparatorluklarını yeniden yaratma, Kudüs'ü Müslümanlardan kurtarma ve Türkleri "Küçük Asya" dedikleri Anadolu'dan atarak Hıristiyanlığın tüm kutsal yerlerine sahip olmak amacıyla başlatılan bir savaştır. Kudüs'ü bir asır boyunca ellerinde tuttular ve Müslümanları katlettiler. Hıristiyanların bu hedefi günümüzde de güncelliğini korumaktadır.
Sayfa 25 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu