Günümüzde dinin sahih bir şekilde başka insanlara ulaştırılmasını sağlayan en önemli araçlardan birisi, yabancı dil öğrenmektir. Yeni nesillerin birkaç yabancı dil öğrenmesi, hem iletişimin kapısını aralayacak hem de başka din ve kültürlere mensup insanların İslam dinini daha doğru öğrenme lerine imkân sağlayacaktır.
Hz. Peygamber, Uhud savaşında yaralanırken bir tarafta yüzündeki kanı silmiş diğer taraftan önceki peygamberlerden bazılarının kavimleri tarafından zulme uğradığını anlatmış ve şöyle dua etmiştir: "Allah'ım! Kavmime merhamet et. Çünkü onlar bilmiyorlar."
Hz. Peygamber, "Bazılarının fiilleri, insanlar nezdinde cennet ehlinin yaptıkları ameller gibi görünebilir ama bunlar cehennemliktir.Yine kimilerinin eylemleri, insanlar nezdinde cehennem ehlinin fiilleri gibi görünebilir ama onlar aslında cennetliktirler." buyurdu.
İslam'a göre harbe başvurmaktan maksat, emperyalist bir düşünceyle yayılmak, diğer-toplum lara hakim olmak, onları zayıf düşürmek, sömürmek ve ticari menfaatler sağlamak değil, insan hak ve hürriyetlerini korumaktır...
Hz Peygamber'in, Uhud muharebesi esnasında miğferinin yarıldığı, yüzünden kanların aktığı, dişinin kırıldığı, Hz. Ali ile Fatıma'nın, kanı su ile temizlemeye çalıştıkları belirtilmiştir..!
Allah'ın adını yüceltmek için savaşmanın adı fetih olduğuna göre, tarih boyunca Müslümanlarla gayr-i müslimler arasındaki sayısız savaşın, aslında İslam ve Müslümanlara yönelik saldırı ve tecavüzden kaynaklandığını, dolayısıyla çoğunluk fıkıh ulemasının da bu tarihi teerübeden hareketle "savaşı meşru kılan sebep, Müslümanların saldırıya uğramasıdır” noktasında hemfikir olduklarını ileri sürmek acaba ne kadar isabetlidir?
"İslam'da savaşa, ancak yapılan zulme engel olmak ve eğer bir haksızlık varsa ortadan kaldırmak için izin verilmiştir. Yoksa insan haklarına riayet eden, barış ve iyilik dairesinde yaşamayı kabul eden, insanlığın hakiki hürriyet ve saadetini ihlale çalışmayan insanlara karşı savaşa kalkışılması, İslam'ın kabul ve tavsiye ettiği bir esas değildir."