Ah şu aşırı istek yılanımı bir ele geçiriversem dilim dilim doğrayacağım ama nafile!
Yüreğim benden bağımsız ,onunla bas edemiyorum
Aklıma da aşk olsun!
Hemen de teslim oluyordu bu baskıya
“Anne, karşıya taşınanlardan haberin var mı?”
“Evet, öğlene doğru geldiler,” deyip birkaç saniye duraksadı. “Zavallılar pek yoruldular. Gidip yardım edeyim dedim ama nerdeee! Sırtımdaki ağrı bıçak gibi saplanıyor mübarek…”
Kadıncağız arada kendi meramını da dile getirmişti getirmesine ama nerde bende bunu anlayacak kapasite. “Sırtımdaki ağrı bıçak gibi saplanıyor.” demişti. Oralı bile olmadım.
Birkaç dakikalık bir aranın ardından gözlemlerime devam etmek için tekrar bakışlarımı karşı balkona çevirdiğim sırada listemin en üst sırasını altüst eden güzeller güzeli Aslı’yı da ilk defa görmüş oldum. Saniyeler içerisinde hangi ara konuşlandı oraya? Anlayamadım. Öylece oturmuş, dirseklerini balkonun beyaz mermerine yerleştirilmiş, ellerini çenesine dayamış, sokaktan gelen geçenleri gözlemliyor, ortamı tanımaya çalışıyordu. Bazen de bakışlarını gökyüzüne odaklıyor, sahilden gelen martıların alçak uçuşlarını, özgürlüğünü özleyen bir kafes kuşu gibi umutla ve heyecanla seyrediyordu.
Böyle bir güzellik karşısında şaşkınlığımı gizleyememiştim. O an için hareket edebilecek bir titremelik kabiliyetim dahi kalmamıştı. Bakışlarım pürdikkat ona odaklanmıştı. Başımı bir kez sağa sola çevirsem, birkaç saniye israf olacakmış gibi geliyordu şaşkın aklıma. Nihayet o da fark edebildi hülyalara kapılan bu benliği. Kurşuni gözlerle atmış olduğu meraklı bir bakış dengemi altüst etmeye yetti. O nasıl bir bakıştı öyle! Hâlâ tarif etmeye kelimeler bulamıyorum. İçimdeki edebiyat buna yetersiz kalıyor.
#bayramrecber #ayrılıkdasevdadandır #okuyorum #kitapalıntısı
✔Ben bu kitabı kelimelere nasıl dökeceğim bilmiyorum. O kadar duygu yüklü bir kitaptı ki kalbimin yarısını bıraktım. Kitap hakkında ne anlatsam eksik kalacakmış gibi. Bu kadar merak ettirenin ardına da kitaptan bahsetmeden olmaz değil mi?
✔Rüzgar. A harfinde şapka olmadığı için Şapkasız olan Rüzgar. Birgün Rüzgar balkonda otururken Aslı'yı fark
Bayram Recber
Zeynep,üvey babası tarafından tacize uğradığı bir gece evden kaçıp,yufka yürekli,Allahtan korkan Kemal Bey e sığınır.O günden sonra Kemal Bey i baba bilir ve dar anında hep yanında olur.Birgun babasının kanser hastası olduğunu öğrenir ve tum önceliği babası olur.Babasını iyileştirmek için çırpınan Zeynep in yolu, altarnetif tıp ile ilgili bir kitabı ararken Deniz ile kesişir.
Deniz de Zeynep ilk gördüğü anda cok etkilenir.Kısa süre önce talihsiz bir nişanlılık dönemi yaşayan Deniz de o şehre,yaşadığı olumsuz olaylardan dolayı kaçıp gelmişti.Geçmişi unutmak icin yeni yerleştiği şehri tanımak ve kafa dağıtmak icin bolca gezen Deniz in karşısına o gün Zeynep in çıkmasını okurken bolca sorguladım
Zeynep in yokluğu hayatının her anını dolduran Deniz in,günden güne erimesine sahit olmak,okurken beni çok üzdü
Deniz in yürek ikizimsin dedigi,okyanus renginde ki gözlere sahip olan Zeynep ile sonsuz mutluluğu yakalayabilecekler mi diye eseri soluksuz okudum arkadaşlar
Kemal Aral gibi adam gibi adamlar bu dünyaya cok az geliyor
Kitabı okurken Kemal Aral ın bencil,merhametsiz,vurdumduymaz evlatlarına cok sinirlendim
Bazen can bağı,kan bağından daha kuvvetli ve kıymetli olduğunu bu eseri okuduktan sonra daha iyi anladım
Zeynep ten
aldığı cevapla tum umutları küle dönen Deniz,o günden sonra ne yaptı?
Cevaplar kitapta #okuyun #öğrenin derim
Hayatın içinden #gerçekhayat hikayesinden kurgulanan bu eseri kaleme alan yazarımızın kalemiyle iyi ki tanışmışım dediğim #adanmış eserini ısrarla #tavsiyeediyorum
Aslı ve Rüzgâr hem okul arkadaşı hemde komşudurlar. Aslı geçirdiği kaza sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum olmuştur. Rüzgâr Aslıdan hoşlanmakta onun durumunu yok saymaktadır (Sevgide bunu gerektirmez mi zaten) Fakat annesi bu durumu kabullenmemekte babası ise hoş görmektedir.
Okul bitmiş sınav zamanı gelmiştir sınava girerler ve sonuçlar açıklanmadan Aslı annesiyle birlikte Rizeye babanesinin yanına gider. Rüzgâr o gidince onsuz yapayalnız kalır üstelik annesi Aslının annesini arayıp Aslıyı sorumlu tutar bu durumdan çünkü oğlunun kötürüm bir kızla birlikteliğini kabullenmemektedir.
Sonuçlar açıklanır ne yazık ki istediği bölümü tutturamaz bu arada askerlik celbi gelmiştir babası tecil ettirmesini ister. Rüzgâr askerlik şubesine gideceği gün annesinin komşularına Aslının annesini arayıp konuşmasını anlattığını duyunca sinirlenir ve askerlik şubesine gidip tecil değil askere gitmek için müracaat eder fakat bu durumu ailesine söylemez üzülmüştür, annesine o an kızdığı içinde gitmeye karar vermiştir.
Gideceği yer belli olduğu gün ailesine söyler gideceğini tabi anne ve babası şok olmuştur.
Annesi sebebini anlamıştır gitmesini istemez ama Rüzgâr kararını vermiştir ve birliğine teslim olmak üzere yola çıkar.
Bakalım Rüzgâr askerlik görevini yerine getirirken neler yaşayacak
Aslıyı unutabilecek mi
En önemlisi sağ salim geri dönebilecek mi
Okurken bolca gözyaşı döktüm kesinlikle alıp okumalısınız belki okuduktan sonra hayata dört elle sarılırız umut ve heyecanla kimbilir