"Sekiz yaşındaydık. Taş evlerin pencereleri uzaktır birbirine ama çocukları hep yakındır. Her evi birbirine bağlayan içindeki çocuklardır. Her oyunda her evin acısı sevinci yatar. Hatırlıyorum, misket hiçbir zaman sadece misket olmadı, ulaşılamayan bir babaydı onun için. Bilyeyi bilyeyle vurur, babasına kavuşmuş gibi sevinirdi. Ön dişleri yoktu, gülmesine gülerdik."