“Sosyal adaleti sağlamakla yükümlü devlet, elinin altında geniş kaynaklar bulundurarak ve bu kaynakları yerleşik çıkar gruplarına dağıtarak, giderilmesi çok zor eşitsizlik ve adaletsizlik yaratmaktadır”
“Zaten malum, hep de söylerim, demokrasiler vergiye karşı isyanla başlamıştır. Vergiye karşı halk isyan etmiş ve meclis kurulmuştur. Meclis, kral vergi almasın diye kurulmuştur. Meclisin görevi halkı vergiden korumaktır.”
Kültürel zenginliğinin bir unsuru olan din, inanç özgürlüğü çerçevesinde ve laisizm anlayışı içerisinde değerlendirililecek; din ve inanç birey için ve dolayısıyla, toplum içinde hak ettiği saygın yerini koruyacaktır.
Özetle: Bugün Türkiye siyasi ve sosyal alanlarda olduğu kadar, ekonomik alanda da çok ciddi bir istikrarsızlık dönemine, bir kez daha girmiş bulunmaktadır. Dahası, ülkemiz Cumhuriyet tarihinin belki de en ağır, en buhranlı yıllarını yaşamaktadır.
Biz dün ile değil, bugün ile ilgiliyiz çünkü, Türk insanı ve Türk halkının dünden aldığı dersini tamamladığına ve artık, yarın ile ilgilendiğine inanıyoruz.