Zaman ki süslüyor artık ipeksi yüzleri
Kudurmuş köpekler gibi kovalarken tekerimizi
Nasıl görmüyorsunuz dağılmış bahçelerin hatırasını
Oradaydınız ve bir gökyüzü arayışınız vardı
Oysa şimdilerde baskı kalitesi çok iyi zamanın
Acı çekmekten mutluluğa saniyeler içinde geçiyorsunuz
Bir sevdiğinizi bir daha sevmiyorsunuz
Gökyüzü binbir gökyüzü oluyor elinizde
Ve kadınlar yeni kadınlar yapıyorlar kendilerinden
Hayranım bu yüzden çirkinliğe
Çağırın bütün göklerden bütün kuşları
Bağırın bir ovaya bir yaylaya bir dağa
Bağırın bir içinize bir dışınıza
Hani mevsimler gelirdi birbiri ardı sıra
Nasıl gitmez insan insanın peşinden
Annem bir boşluğa bakıyor kaç gecedir
Kaç gecedir benim yazgıma yanıyor
Beni mi doğurmuş Ali’yi mi
Beni mi kaybetmiş oğlunu mu
Gelincikler mi vakitsiz ölür çocuklar mı
Annem kalbimi dinliyor kaç gecedir
Kaç gecedir benim azlığıma üzülüyor
Nasıl azalırdı insan nasıl yok olurdu sevmesi içinin-hatırlamıyor
Cumartesileri sayıyoruz beraber
Ve diyorum ki bu cumartesi dedim bir şimşeği olmalı
Susanın içine bilenin içine
Görüpte demeyenin içine içine çakmalı
İnandım çakarsa o şimşek sanki Ali gelecek
Yoksa gerisi dağın yamacına bakakalmak
Haziran geçti temmuz geçti geçti ağustos bakakalmak
Nasıl dönüyordu yuvaya kuşlar bir bilene sorsak
Anneler avuçlarını açarak
Ne söylüyor… Ne söylüyor bakakalmak