Aydınlanma çocukları olarak kendimizi rasyonelliğin direğine, mantığın parlaklığına bağladık hep. Beynin kadim yetilerinin sezgilerini, içgüdülerini ve mantık dışı dürtülerini reddediyoruz. Gerçek, diye beyan ederiz, bizim tek bayrağımızdır; gerçek, mantık yelkenlerimizdeki rüzgardır. Peki ya rüzgar ters yönden eserse? Dünya görüşümüz, bu tür kanıtları görmezden gelmemizi talep eder bizden...