Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Birant Esinoğlu

Birant EsinoğluDinlerin Gizemi yazarı
Yazar
7.9/10
11 Kişi
32
Okunma
2
Beğeni
920
Görüntülenme

En Eski Birant Esinoğlu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Birant Esinoğlu sözleri ve alıntılarını, en eski Birant Esinoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dil bir simgeler dünyasıdır. İnsanlık emeğin yol açtığı tüm ilerlemeleri ve hemen her şeyi "soyut bir depo" niteliğindeki bu yapı içinde saklar ve sonraki kuşaklara aktarır. Bireyin bilinç-bilinçaltı şeklindeki zihinsel bölünüşün bir sonucu olduğu için, sonraki kuşaklara işaretler şeklinde aktarılan her şey hem somut hem de soyut anlamlar taşır.
Ruh
Eğer bir hayvan yaşıyor ve hareket ediyorsa onun düşüncesine göre bu ancak içinde onu hareket ettiren küçük bir hayvan olduğu içindir. Hayvanın içindeki hayvan, insanın içindeki insan işte ruh budur. Ve bir hayvanın ya da bir insanın eylemi nasıl bir ruhun varlığı ile açıklanıyorsa, uyku ve ölüm dinlenmesi de onun yokluğuyla açıklanır; uyku ya da kendinden geçme ruhun geçici, ölümse devamlı olmasıyla açıklanır; uyku ya da kendinden geçme ruhun geçici, ölümse devamlı yokluğudur."
Reklam
" Huronlar ruhun bir başı ve vücudu, kolları ve bacakları olduğuna inanırlardı; kısacası insanın kendisinin tam bir küçük modeliydi ruh."
"Celebeste hasta bir insanın burnuna, göbeğine ve ayaklarına ruhu kaçmaya kalkışırsa oltalara takılsın ve gidemesin diye balık oltaları takılır."
"Haida büyücü hekiminin özel eşyalarından biri içi oyuk bir kemiktir, kaçan ruhları onun içine doldurur ve sahiplerine geri verir."
"Morquesanlar ruhun kaçmasını engelleyerek hayatta tutmak için ölmekte olan bir insanın ağzını ve burnunu tıkarlardı. Güney Amerika'da Honomamolar ölmekte olan bir insanın gözlerini, ağzını ve burnunu kapatırlar, ruhu dışarı çıkıpta ötekileri de götürmesin diye."
Reklam
"Bir bedenin ruhu doğar doğmaz kaçıpta kaybolmasın diye Celebesli Alfonerler doğum olmak üzereyken evdeki her açıklığı, hatta anahtar deliklerini bile dikkatle tıkarlar. Aynı zamanda evin içindeki ve dışında ki bütün hayvanların ağızlarını bağlarlar, içlerinden biri çocuğun ruhunu yutmasın diye. Aynı nedenle evde ki herkes, hatta annenin kendisi bile doğumun başından sonuna kadar ağzını kapalı tutmak zorundadır. Burunlarını neden tutmadıkları sorusu ortaya atılınca çocuğun ruhu bunlardan birine girebileceğine göre yanıt şu oldu: Burun deliklerinden soluk alındığı gibi verildiği için ruh daha bir yere yerleşemeden soluk vermeyle dışarı atılır da ondan."
"Bombay'da uyuyan bir kimsenin yüzünü acayip renklerle boyayarak ya da bir kadına bıyık takarak görünümünü değiştirmek onu öldürmekle bir tutulur. Çünkü ruh döndüğünde (uykuda geçici olarak gezmeye çıkar-) bedenini tanıyamayacak ve kişi ölecektir. "
"Ruhun gidişi her zaman isteyerek olmaz. Hayaletler, cinler ya da büyücüler tarafından kendi isteği dışında bedenden ayrılabilir. Bundan dolayı Burmalı Karenler evin önünden bir cenaze alayı geçerken çocuklarını özel bir iple evin belli bir yerine bağlarlar, çocukların ruhları bedenlerini terk edip geçmekte olan cesede girmesin diye. Cenaze gözden kayboluncaya kadar çocuklar bağlı olarak tutulur."
"Keisar adasında (Batı Hint adaları) hayaletler oradan geçenin ruhunu yakalar ve bırakmaz korkusuyla geceleyin bir mezara yaklaşmak sakınımsızlık sayılır."
186 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.