"Hep birlikte dağlardı onlar ; sonsuzluklardı. Birbirlerine ve öykülere sahip oldukları sürece, onları hiç edebilecek ne bir diş ne de bir pençe vardı."
Zor olan bir hikâye kurgulamak değil, sanırım zor olan 21.yüzyılda bir masal yazmak. Tarihî bir gerçeklikten yola çıkan Brooke Bolander belki de bu çağın en acılı masalını yazmış.
Bir yalanla çevrelenmiş fabrikada emekleri sömürülen ve ölüme mahkum edilen genç kadınlar ve insanların para hırsları yüzünden cansız bir eşya gibi kullanılan filler. İnsanların ve hayvanların daha fazla para kazanmak hırsıyla örülmüş bir kaderi.
Çok güzel bir hikayeydi. Sanmıyorum okuyan pişman olsun.
#kitapyorumu #zararsıztekbüyükşey #theonlyharmlessgreatthing
Herkese merhaba 2 ödül 4 adaylık bir kitapla geldim size bu sefer. 84 sayfalık bu kısacık kitapta #brookebolander Amerikan tarihini yeniden yazmanın bir yolunu bulmuş. İki büyük tarihsel trajediyi birleştirip
bambaşka bir şekilde okuyucuya sunmuş. Savaşta hayvanların kullanılmasının ahlakı tartışılmış. Ayrıcalıklı sınıfa zarar vermediği sürece, etik olmayan şeylerin sürmesine izin verme eğiliminin tartışması yapılmış.
Oldukça güçlü bir anlatım olduğunu söyleyebilirim. Aynı zamanda oldukça garip bir okuma oldu benim için. Güçlü anlatımın yanında anlatılanlarla uyuşuyorsunuz da. İlk 20 sayfada biraz zorlandım çünkü bakış açısı çok fazla değişiyor ancak sonra oldukça kolay şekilde
akıyor kitap. Radyum kızları ve Topsy hakkında fikriniz yoksa okurken daha rahat edeceğiniz bir gerçek. Ancak gerçekleri bilince rahatsızlık
yüzdesi artıyor. bir sürü kötü olay "eğer böyle olsaydı" önermesiyle birbirine bağlanıyor. Kızgın fil, ipin ucunda sallanan kadınlar,
umutsuzluk ve çokça ölüm yazarın anlatımıyla güzelleşiyor. Her bakış
açısının kendine ait melodisi ve ritmi var. Kısa bir kitap olduğundan daha fazla bahsetmem mümkün değil çok beğendim tavsiyemdir
1917-1926 yılları arasında New Jersey’de bir fabrikada, üretilen saatlerin yüzeylerini parlatmaları için kasabalı genç kadınlar işe alındı ve kızların saatleri patlatmak için kullandıkları madde radyumdu . Radyumlu fırçaların ucunu sivriltmek için dudaklarını kullanıyorlardı ve azar azar bu maddeyi yuttular. Bir süre sonra ağız çevrelerinde