"Kanlar içindeki bu adam kimsenin umurunda değil gibiydi, yürekten bir sızıyla onu kaybetmekten ve bugünümüzün son günümüz olmasından öyle çok korkuyordum ki..."
"Bırakamıyorum seni, aramızda çok güçlü bir sevgi var hatta sevgiden de öte bu, alışkanlık! Alışığım sana; yanımda ve kollarımda durmana, benimle uyumana, yüzüne, bedenine...Yabancı değilsin, kanımdan canımdan gibisin. Benim gibisin, bensin."
Gözlerimi kırpıştırdığımda sağ gözümden şakağıma doğru bir damla yaş aktı. Gece yattığımda düşüncelere dalar uyuyamazdım, bu yüzden kendi kendime hep "Sadece uyumak istiyorum" diye tekrarladım. "Elimde olsa yeni güne uyanmam ama şimdi sadece uyumak istiyorum, bir an önce uyumak..."
Değerli arkadaşım Cansu'nun ilk kitabını keyifle okudum ve bitirdim. İstemeden de olsa ana karakteri zihnimde hep Cansu olarak kurguladım. Onun oynadığı bir sinema filmi olarak izledim kitabını. Bundan dolayı mı bilmiyorum ama okurken hem eğlendim hem öfkelendim. Bazen güldüm bazen üzüldüm. Hayatını mahvedecek günahları işlerken elimi uzatıp kurtarmak istedim onu. Hatta her okuduğum kitapta yaptığım gibi düşünme molası verip kurgunun hayal olduğunu kendime inandırdığım zamanlarda bile "ben Cansu'yu tanımadan önce nasıl bir hayatı vardı acaba?" diye düşündüğüm oldu. Emeğine sağlık canım arkadaşım. Başarılarının devamını dilerim.